16 Temmuz 2013 Salı

Daha Fazla Sahne, Daha Fazla Müzik! Editors, Klaxons, Ellie Goulding La Roux ve The Cribs Rock’n Coke’a Geliyor!

6-7-8 Eylül tarihlerinde Hezarfen Havaalanı’nda gerçekleşecek Rock’n Coke programı bu yıl daha fazla sahne ve daha fazla müzik vadediyor. Etkinlik alanı genişletilen Rock’n Coke’ta Arctic Monkeys ve Hurts dışında yer alacak yeni isimler arasında, dünyanın en önemli festivallerini adeta sallayan Editors, elektronik dünyasını soprano vokaliyle birleştiren Ellie Goulding, yeni şarkılarını müjdeleyen La Roux ve fazlasıyla eğlenceli topluluk The Cribs gibi dinamik ve popüler isimler yer alıyor!


10. yılını 6-7-8 Eylül tarihlerinde Hezarfen’de gerçekleştirecek olan Rock’n Coke, festival tutkunlarının heyecanla beklediği programını açıklamaya devam ediyor. Bu yıl çok daha büyük bir alanda, daha fazla ismi ağırlayacak olan Rock’n Coke, eğlencenin ve müziğin de fazlasını müjdeliyor!

Sahne performansları ile ölümsüzleşen ve alternatif rock müziğinin cesaret sembolü Editors grubu; yerinde duramayan çılgın grup Klaxons; BBC Sound ve eleştirmenlerin seçiminde Brit ödüllerini kucaklayan Ellie Goulding; 90’lar Brit synth-pop ilhamlı müthiş şarkılarıyla La Roux; yaptıkları müziği reggae-metal olarak tanımlayan yaratıcı grup Skindred; ülkemizde uzun yıllardır çok ciddi bir dinleyici kitlesine sahip olan Oi Va Voi;  soul, reggae ve r&b müziğin havalı prensesi Selah Sue; prestijli Q dergisinin en favori grupları arasında yer alan The Cribs; şu günlerde Fantasy adlı şarkılarıyla fırtınalar estiren Manchester esintili nu-disco ekibi Juveniles; ismini bir bilgisayar virüsünden alacak kadar çarpıcı Netsky; Yeni Zelanda’dan Abu Dhabi’ye uzanan bir coğrafyaya ska müziği sevdiren Babylon Circus gibi isimler Rock’n Coke sahnesinden hayranlarına seslenecek.

Festival programında ayrıca ülkemizin son dönem en başarılı ozan şarkıcılarından biri olan Melis Danişmend; kendine has vokal tekniği ve farklı şarkı sözleriyle dikkatleri üzerine çeken Yasemin Mori; Türk alternatif rock dünyasının en uzun soluklu ve ezber bozan ekiplerinden biri olan Replikas; türküleri Anadolu rock’la birleştirip bambaşka tınılara dönüştürmeyi başaran Ayyuka; elektronik müziği ülkemizde yepyeni bir kulvara yerleştiren Portecho; yerinde duramadıkları çılgın sahne performanslarıyla ünlü The Ringo Jets; yaptıkları müziği adeta bir öykü gibi sunmayı başaran 123; müziği kahkahalarla dolu bir performansla bütünleyen fenomen grup Büyük Ev Ablukada; drum and bass’tan trip hop’a ustalıkla sıçrayan Post; dans pistinin altını üstüne getirecek olan DearHead, Gecko Chamber, Childplay ve Kaan Düzarat gibi isimler yer alıyor.

Rock’n Coke 2013 Festivali’nin konukları bu isimlerle sınırlı değil. Bu sene daha büyük alanda, daha çok sahne ve daha çok performans vadeden Rock’n Coke, yeni isimleri önümüzdeki günlerde açıklamaya devam edecek.

Rock’n Coke’ta yeniliklerle dolu bir festival
Türkiye’nin Avrupa festival haritasında önemli bir yer edinmesini sağlayan Rock’n Coke, bu yıl yeniliğe doymuyor. Rock’n Coke 2013, bu sene daha büyük alanda, daha çok çadır alanı ve 5 farklı sahne ile daha çok eğlenceye yer verecek. Rock’n Coke’taki yeniliklerden bir tanesi de ödüllü festival organizasyonu Sziget’in danışmanlığında ve showhow işbirliği ile yeni ve eğlenceli bir festival deneyimi hazırlamış olması.

Türkiye’deki festival severlere yepyeni deneyimler sunacak Rock’n Coke 2013’teki yeniliklerden bir diğeri de, Rock’n Coke Festivali’nin üniversite öğrencilerine ayrıcalıklar ve özel paketler sunması. Bu sene 50’den fazla üniversitede işbirliği yaptığı Rock’n Coke Festivali Kampüs Temsilcileri ile Rock’n Coke ruhu üniversite öğrencileriyle büyüyecek. Kamp alanında üniversitelere özel bölgeler olacak ve öğrenci kulüpleri kendi alanlarında muhtarlıklarını kurabilecekler.



Rock’n Coke Biletleri Biletix ve RNC Kampüs Temsilcileri’nde

Rock’n Coke 2013’te sahne alacak sanatçılar da dahil olmak üzere, her türlü bilgi www.rockncoke.com web sitesi üzerinden takip edilecek. Biletler ise www.biletix.com‘dan satın alınabilecek. Rock’n Coke’ta normal dönem tam - kombine 140 TL, kombine + kamp biletleri ise 180 TL’den satışta. Öğrenci biletlerinin fiyatı ise, kombine 100 TL, kombine + kamp 120 TL’den satışta. Biletix’te tükenen sınırlı sayıdaki son erken avantajlı biletler ise öğrencilere özel indirimlerle www.rnckampus.com  adresi üzerinden ulaşılabilecek olan Rock’n Coke Kampüs temsilcilerinden satın alınabilir.

Rock’n Coke Sanatçı Bilgileri
EDITORS

Post-punk’a yepyeni bir kıyafet giydiren cesur alternatif rock topluluğu Editors, 1 Temmuz’da yayınlanan yepyeni albümleri The Weight of Your Love’un dünya turnesi kapsamında İstanbul’da! Joy Division ve The Smiths’e duydukları hayranlığı müziğe dökmeye karar veren ve ilk stüdyo kayıtlarını böylece gerçekleştiren Editors’ın Kitchenware Records’un dikkatini çekmesi çok uzun sürmedi. 2005 tarihli Bullets, bugün hala kariyerlerinin en önemli parçalarından biri olarak kabul ediliyor. Özellikle Munich adlı şarkıları ile alternatif rock dünyasına bomba gibi düşen grup, Mercury adaylığı sonrasında yıldızını daha da parlattı. Yakaladıkları muhteşem satış rakamlarını, geniş bir platin plak koleksiyonuna dönüştüren Editors, kısa zamanda Brit ödüllerinin de aranan yüzlerinden biri oldu. Eleştirmenler tarafından indie-rock’ın karanlık ama bir o kadar parlak yüzü olarak adlandırılan Editors; The Walkmen, Elbow ve R.E.M. ile birlikte modern rock dünyasının güçlü grupları arasında anılıyor. Grup bu yaz boyunca Rock’n Coke dışında Werchter, Lowlands, Glastonbury, Reading ve Hurricane gibi oldukça önemli festivallerde de sahne alıyor.

ELLIE GOULDING

Aynı anda hem Pearl Jam hastası olan hem de pembe saçlı bir Barbie gibi görünmek isteyen kaç kişi tanıyorsunuz? Ellie Goulding işte böylesine karmaşık bir ruh haline sahip. Dokuz yaşında klarnet ile haşır neşir olan ve ilk şarkısını 15 yaşında yazan Ellie, okulunda sahnelenen Oz Büyücüsü’nde Dorothy yerine korkuluk rolünü oynamayı tercih eden bir öğrenciydi. Politika ve drama derslerinden kalan boşluğu, elektronik müziğe tutkusu sonucunda Frankmusik ve Starsmith desteği ile kaydettiği Wish I Stayed ile doldurdu. Daha ilk albümünü yayınlamadan önce 2010 yılında BBC Sound ve Eleştirmenlerin Seçimi Brit ödüllerini kazandı. Dream-pop ve indietronica arasında gidip gelen ilk albümü Lights’ın iki milyona yaklaşan satış rakamı, onu kısa sürede uluslararası bir yıldız haline getirdi. Öyle ki, albüm 6 yeni şarkı eklenerek Bright Lights adıyla yeniden piyasaya sürüldü. Prens William ve Kate Middleton ile kurduğu yakın dostluk, onu magazin basınının da manşetlerine taşıdı. U2’nun 360 turnesinde iki gece üst üste açılış yaptı. Dolly Parton ile kıyaslanan soprano vokaliyle popüler müzikte zirveyi yakalayan Ellie, geçtiğimiz yılın son aylarına damgasını vuran Anything Could Happen ve I Need Your Love gibi hitlerle dolu Halcyon albümü sonrasında, sürdürdüğü dünya turnesi kapsamında Rock’n Coke’ta!

LA ROUX

Elly Jackson genetik kodlanmasının getirdiği şansla dünyaya gözünü açmış. Annesi efsanevi polisiye dizi The Bill’in başrol oyuncularından Trudie Goodwin, büyükbabası ise London Chamber Orchestra’nın kurucusu Anthony Bernard. Elly’nin folk müziğe olan tutkusu house aleminin en ilginç simalarından biri olan Ben Langmaid ile tanışmasıyla ‘La Roux’ya dönüşüyor. Langmaid stüdyo süreci dışında, videolar ve konserler de dahil olmak üzere asla Elly’e eşlik etmediği için ‘La Roux’nun tek kişilik bir proje olduğu algısı hala tam olarak aşılabilmiş değil. Ama grup üyeleri bundan asla rahatsızlık duymuyor. Star Trek dizisinde ortalıkta salınan havalı uzaylı figürlerden biri gibi görünen, buzlar kraliçesi kızıl bomba Elly Jackson’ın yakıcı vokalleriyle süslü, 90’lar Brit synth-pop ilhamlı şarkıları, tam 3 yıldır dillerden düşmüyor. Bulletproof, In for the Kill ve Quicksand gibi klasiklerle birlikte yakında yayınlanacak ve detayları sır gibi saklanan yepyeni albümlerinden hiç duymadığınız şarkıları da ilk kez Rock’n Coke’ta söyleyecekler.

SKINDRED

Öyle bir karışım düşünün ki, köyün büyücüsü Getafix’in, Galyalı Asterix için hazırladığı iksirden bile daha güçlü! İşte bu formül: Heavy metal, punk-rock, reggae ve electronica’nın karışımından oluşuyor. Skindred ekibinin müziğini kolay kolay bir sınıflamaya dahil etmek mümkün değil. Bu türlere jungle, ska, drum&bass ve dubstep gibi farklı eklemeler de yapıyorlar. Özellikle sahne enerjileri neredeyse hipnotize edici. 1993 yılında NewPort’ta kurulan ekip, ilk albümleri Babylon’u 2002’de yayınladı. Albüm RCA etiketi ile yeniden piyasaya sürüldüğünde ABD reggae listelerinde zirveye yerleşti. Roots Rock Riot ve Shark Bites and Dog Fights adlı albümleri de eleştirmenlerden tam not aldı. Dördüncü albümleri Union Black için post-hardcore grubu Chiodos ile birlikte çıktıkları Avrupa turnesi büyük ilgi gördü. Şimdi ise sıra, son albümleri Kill The Power’dan yepyeni şarkılarını canlı dinlemeye geldi. Yaptıkları müziği ‘raggae-metal’ olarak tanımlayan Skindred üyeleri, zaman zaman esprili bir dille nu-metal’i de ti’ye alıyor ve “O halde biz de bir ‘nu-reggae’ grubuyuz!” diye haykırıyor.  

OI VA VOI

Türkiye’de en az kendi ülkelerinde olduğu kadar seviliyorlar. Grubun uzun senelerdir Türk izleyicisi ile sürdürdüğü yakın temas, neredeyse bir dostluğa dönüşmüş durumda. 2003 yılında yayınlanan Laughter Through Tears albümünde yer alan Refugee adlı şarkılarıyla isimlerini Avrupa sınırları dışına da taşırmayı başaran Oi Va Voi, yeniden İstanbul’da sahne alacak olmanın heyecanını yaşıyor. Türkçesi ‘Aman Tanrım’ anlamına gelen Oi Va Voi, sınırları olmayan kültürlerarası bir coğrafyada, onlarla aynı dili konuşmayanların bile anlayabileceği hislerle yazdıkları şarkıları söylüyor. Grup üyeleri, müziklerinde yakıtı asla bitip tükenmeyecek bir zaman makinesini kumanda ediyor. Drum’n bass, ska, trip hop, soul ve bol bol Balkan geleneksel tınılarıyla yüklü olan Oi Va Voi, Every Time, Yuri ve Yesterday’s Mistakes gibi unutulmaz şarkılarını ezbere bilen Türk hayranlarıyla bir kez daha buluşmaya hazır!

SELAH SUE

Selah Sue’nun şöhreti, doğduğu ülke olan Belçika’yı belki de hiç beklemediği kadar erken aştı. Sıradan bir open-mic gecesi Selah Sue için uluslararası bir şöhretin kapılarını açan anahtara dönüşecekti. Hayranı olduğu sanatçı Milow’un dikkatini çekmesi çok uzun sürmedi. Onun desteği ile kendini stüdyoda buldu ve bu sayede ortaya Raggamuffin, This World ve Crazy Vibes gibi modern klasikler ortaya çıktı. Kendi ile aynı adı taşıyan 2011 tarihli albümü sadece Fransa’da 350 binlik satış rakamını devirdi ve dünya çapında bir milyonu yakalamak üzere! Vokal tekniği Lauryn Hill, Erykah Badu ve Amy Winehouse ile kıyaslanıyor. Bugüne kadar Lowlands, Sziget ve Pukkelpop gibi festivallerde binlerce hayranı ile buluşan Selah Sue’nun Cee Lo Green ile kaydettiği Please adlı şarkı hala dünya radyolarının vazgeçilmezleri arasında. Soul, reggae ve r&b müziğin havalı prensesi, konserlerinde kendi şarkılarının yanında Adele ve The Zutons gibi sevdiği isimlerin şarkılarını da kendine özgü tekniği ile yorumluyor.


BABYLON CIRCUS

Yeni Zelanda’dan Abu Dabi’ye kadar ucu bucağı olmayan bir coğrafyaya yayılmış dev bir hayran kitlesi olan Babylon Circus, 10 kişilik bir ska ve reggae grubu. 90’ların ortasında Lyon merkezli olarak yola koyuldu. Ekip bugüne kadar aralarında Suriye, Avustralya ve Güney Afrika gibi ülkelerinde yer aldığı 1000’in üzerinde konser vermiş durumda. Başlangıçta sadece bir ska grubu olan ancak zaman geçtikçe punk, reggae, rock, swing ve cazdan da ilham almaya başlayan grup, şarkılarını bazen Fransızca bazen İngilizce bazen de aynı şarkıda her iki dilde söylüyor. Savaş karşıtı bir tema üzerine kaydettikleri 2003 tarihli Dances of Resistance ve sonrasında gelen La Belle Étoile albümleri hem eleştirmenlerden hem de dinleyicilerden tam puan aldı.






KLAXONS

İngiliz popüler indie-rock tarihinin en kendine has ve güçlü figürlerinden biri olan topluluk, bağımsız plak şirketleri aracılığı ile yayınladıkları sayısız single çalışmasından sonra Magick ve Golden Skans gibi hitlerin de eklendiği ilk albümleri Myths of the Near Future’ı 2007 yılında listelere gönderdi. Albüm aynı yıl Mercury ödülünü kazandı. Bugüne kadar 350 binlik bir satış başarısı yakalayan albümde yer alan Paul Oakenfold cover’ı It’s Not Over Yet ise, o dönem, radyoların en çok çaldığı şarkıların başında geliyordu. NME Awards’da önce ‘En İyi Grup’ bir yıl sonra da ‘En İyi Albüm’ ödüllerini peşpeşe kazandı. 2010 tarihli Surfing the Void adlı ikinci albümleri sonrasında uluslararası başarı skalasını daha da yükselten The Klaxons, bu süreçte Reading, Glastonbury ve Leeds gibi festivalleri adeta salladı. HMV’nin yaptıkları müziği ‘acid-rave, sci-fi, punk-rock’ olarak olarak tanımladığı Klaxons, ayrıntıları bir sır gibi saklanan ve bu yıl yayınlanacak yeni albümlerinden şarkıları da ilk kez Rock’n Coke sahnesinde.

THE CRIBS

Jarman kardeşlerin son derece ilginç bir öyküsü var. İkizler Gary ve Ryan ile küçük kardeşleri Ross, West Yorkshire’da kurdukları indie-rock grubuna sadece İngiltere’nin değil tüm dünya müzik tarihinin en ilginç figürlerinden birinin dahil olmasıyla bir anda dikkatleri üzerlerine çektiler. Bahsettiğimiz isim The Smiths ve Modest Mouse’dan tanıdığımız Johnny Marr’dan başkası değil. 2008 yılında The Cribs’e katılan Marr, yaklaşık üç yıl boyunca ekibin bir parçası olarak kaldı ve 2011 yılında ise sessizce ayrıldığını açıkladı. Onun gidişinden sonra yine orijinal üç kişilik haline dönen grup, canlı performansları için Nine Black Alps’den David Jones ile el sıkışarak yola devam etti. 2008 yılında Q dergisinin ‘İngiltere’nin en kült topluluğu’ olarak adlandırdığı The Cribs, kuruluşlarının 10. yılında Q Awards’ın geleneksel ‘Spirit of Independence’ ödülü ile onurlandırıldı. Sadece bir kaç ay sonra NME Awards kapsamında verilen prestijli ‘Outstanding Contribution to Music’ ödülü de The Cribs’in oldu!

JUVENILES

New Order ve The Smiths’in tam ortasında bir sınır düşünün. Juveniles işte tam da böyle bir çizginin üzerinde durmak istiyor. Onları elektronik müziğin bir parçası olarak kestirip atmak ise büyük bir haksızlık. Zira yaptıkları müziği tek bir tür ile ifade etmek neredeyse imkansız. Juveniles adını verdikleri albümlerini Haziran ayında yayınlayan Juveniles bu albümde yer verdikleri Fantasy, Strangers, Through the Night ve We Are Young gibi hit şarkılarıyla dolu olan bu albümle müthiş gitar sololarını nu-disco’ya yedirecek kadar çılgın! Yaptıkları müziği ‘yeniden elden geçirilmiş acid house’ olarak tanımlayan grup 80’lerin OMD, Depeche Mode ve Yazoo ile patlayan karanlık, güçlü ve tutkulu müziğini oldukça ateşli bir sahne performansıyla sunuyor.

NETSKY

İsmini aynı adlı bir bilgisayar virüsünden alan Belçikalı drum’n bass prodüktörü Netsky, liquid funk türünde yarattığı parçalarda birbirinden farklı enstrümanlar ve farklı boyutlardan vokaller kullanıyor. Müzikal ilhamını büyük ölçüde High Contrast’ın Gold Digger remiksinden aldığını söyleyen Netsky, 2009 yılında yine High Contrast ve London Elektricity gibi isimleri bünyesinde barındıran Hospital Records ile anlaştı. Talkin Beatz, Spearhead ve Liq-Weed Ganja gibi diğer bağımsız plak şirketlerinden parçalar yayınlamayı da sürdürdü. Drum + Bass Arena Awards’da ‘En İyi Umut Vadeden Prodüktör’ ödülüne aday gösterilen Netsky’nin kendi adını taşıyan ilk albümü 2012 yılında yayınlandı.


+CHILDPLAY©

Dans müziği prodüksiyonunda atılan minimal adımların, piste maksimum enerji olarak yansıdığı bir müzik düşünün. Childplay işte tam da böyle kusursuz bir formülü müziğine yansıtmış durumda. 2010 yılında Simplastique Records etiketi ile yayınladığı ilk solo albümü Rssein ile dikkatleri üzerine çeken prodüktör/DJ, aynı yıl Careless Happiness adlı bir single yayınladı. Baraca Records’ın merakla takip edilen serisi We Love Minimal’ın beşincisinde de yerini alan Childplay, son üç yılını Avrupa’da farklı festival ve kulüplerde gerçekleştirdiği performanslarla geçirdi. Şu sıralarda yine Simplastique etiketi ile yayınlanacak olan iki albümü Grounded Vision ve Unsaved Changes üzerinde çalışıyor.


BÜYÜK EV ABLUKADA

İstanbul, İstanbul olalı böyle farklılık görmedi. Gizemli oldukları kadar komik, komik oldukları kadar tuhaf bir ekip olan Büyük Ev Ablukada’nın verdiği herhangi bir konsere bilet bulabilmek için günler öncesinden harekete geçmek gerek. Hem eleştirmenler hem de dinleyiciler tarafından gerçek bir fenomen olarak kabul edilen grup, yaklaşık 5 yıldır kafa karıştırıcı ve kahkaha dolu şarkılar yazıp söylüyor. Tüm röportaj taleplerini reddetmesiyle tanınan aykırı grup üyeleri, senelerce merakla beklenen ilk albümleri Full Faça’yı geçtiğimiz yılın son günlerinde bizzat kurdukları plak şirketi Olmadı Kaçarız etiketi ile yayınladı. Daha önce verdikleri bir konseri ‘Ay Şuram Ağrıyo’ adıyla yayınlayan grup, bir başka müthiş performansını Rock’n Coke’ta sahneleyecek.


THE RINGO JETS

Öyle bir grup düşünün ki, sahneye çıktıklarında tozu dumana katıyorlar, neredeyse göz gözü görmüyor! Size biraz ipucu olsun diye etkilendikleri grupları da sıralamak gerek; Howlin’ Wolf, The Who, The Kinks, The Stooges ve Black Flag! 2011’de Limited Lunchpack ve 2012’de gelen Darmstadt Tapes EP’leri düşündüklerinden bile daha fazla gürültü kopardı. Grubun t-shirt’leri bile underground dükkanlarda kapışılır oldu. Belçika’daki Glimps Festival performansları, izleyenlere parmak ısırtan cinstendi. Daha önce Muse ve Franz Ferdinand ile yaptığı çalışmalarla tanınan Tommaso Colliva’nın prodüktörlüğünde Milan’da kaydedilen yeni albümlerini dosta-düşmana göstermek için hazırlar. Lale, Deniz ve Tarkan’ın sahne enerjisini yakalamak için en az onlar kadar hızlı olmanız gerek. Aman dikkat!

AYYUKA
Red Hot Chilli Peppers’dan aldıkları ilhamla doğaçlama bir dünyanın içine balıklama dalan Ayyuka’nın Eskişehir’de 2001 Kasım ayında başlayan macerası, yaklaşık 6 yıl sonra yayınlanan ilk albümleriyle takipçilerinin heyecan dozunun da tavan yapmasına sebep oldu. Kendilerine ‘gizli bir şeyin ortaya çıkması’ ve ‘göğün en yüksek noktasına doğru’ anlamlarını taşıyan Ayyuka adını koymaları da boşuna değil. Grup özellikle Orhan Gencebay’ın klasikleşmiş arabesk şarkıları ve sevdikleri bazı türküleri Anadolu Rock’la buluşturup, psychedelic tınılara dönüştürmesiyle büyük ün kazandı. Sonic Youth ve Jonathan Richman’ın İstanbul konserlerinde ön-grup olarak sahne alan Ayyuka, Boğaziçi Üniversitesi Battle of Bands yarışmasında aldığı üçüncülük sayesinde ismini İstanbul sahnelerine taşımayı başarmıştı.

REPLİKAS

Replikas, İstanbul’un uzun ve güzel bir hikayesini de kendi tarihinde barındırıyor. Her yıl daha da derinleşen ve ilginçleşen bir ilişki bu. Türk alternatif rock dünyasının en uzun soluklu ve kendine özgü ekiplerinden biri olan Replikas son olarak geçen Mayıs ayında yayınlanan yedi şarkılık ‘EP No: 1’ albümü, hayranlarını bir kez daha şaşırtmayı başardı. Aynı ay ilk iki albümleri Köledoyuran ve Dadaruhi’nin re-mastered versiyonlarıyla birleştirilen bu EP, özel bir box-set olarak piyasadaydı. Üçüncü albümleri Avaz’ı, Sonic Youth ve Helmet gibi isimlerle çalışmış olan Wharton Tiers’in direksiyonunda 2005 yılında yayınladılar. Bunu Maruf ve İki Genç Kız filmleri için kaydettikleri şarkıların toplamından oluşan ‘Film Müzikleri’ izledi. Gökçeada’da yarı açık bir cezaevinden stüdyoya dönüştürülen bir binada kaydedilen 2008 tarihli beşinci albümleri Zerre’den sonra, Anadolu Pop şarkılarını yorumladıkları ‘Biz Burada Yok İken’ ile hayranlarıyla bir kez daha buluştular. 2000’li yılları kendini asla tekrarlamadan ve yenilikçi anlayışlarından ödün vermeden geçiren Replikas yine heyecanla bekleniyor.

YASEMİN MORİ

2005 yılında Kings of Convenience’in İstanbul konserine gidenler varsa, hafızalarını biraz zorladıklarında onunla ilk kez burada tanıştıklarını hemen hatırlayabilirler. Evet sahneye fırlayıp dans etmeye başlayan çılgın kız, Yasemin Mori’den başkası değildi. Okul yıllarından beri sevmekten asla vazgeçmediği Jim Morrison’dan aldığı ilhamla kendine Mori soyadını verdi. Yasemin, alternatif rock dünyasında özellikle sanatsal anlamda da son derece ilham veren videosunun da yardımıyla internet üzerinde bir gecede büyük bir hite dönüşen ‘Aslında Bir Konu Var’ adlı şarkısıyla adını duyurdu. Bu şarkının da yer aldığı Hayvanlar adlı albümünü 2008’de yayınladı. Grafik Tasarım bölümü mezunu olması bizzat kendi yazdığı şarkılarla doldurduğu albümünün sanat yönetimini de kendisinin yapabilmesini sağladı. Kendine özgü vokal tekniği, sıra dışı şarkı sözleri ve doğaçlama tekniğine yakın duran tarzı ile rakiplerinden ayrıldı. Korhan Futacı ve Boğaziçi Caz Korosu’nun da dahil olduğu güçlü bir ekiple yeniden stüdyoya kapanan Yasemin Mori geçtiğimiz yılın sonlarına doğru ikinci stüdyo albümü Deli Bando’yu yayınladı.

MELİS DANIŞMEND

Başarılı bir gazeteci olarak girdi hayatımıza. İstanbul’u en güzel soluyan ve kelimelere dökebilen isimlerden biri oldu. Müzik yazıları, röportajları soluksuz okundu. Vizyon, Radikal ve Rolling Stone gibi yayınlarda çalıştı. Radyo Eksen’de cızırtı adlı programı yaptı. Ama tüm bunlar olup biterken o müziğin de tam ortasındaydı. Milliyet Liselerarası Müzik Yarışması ile başlayan macera daha sonra vokalleri üstlendiği daha sonra Üçnoktabir adını alan Spitney Bears grubu ile profesyonel bir çizgiye oturdu. İlk solo albümü Daha Az Renk, alternatif müziğe yenilikçi ve sakin bir bakış açısı getirdi. Tüm şarkılarının söz ve müziği kendisine ait. İkinci albümü Biraz Gülmek İstiyordum ile ülkemizin önemli ozan şarkıcıları arasındaki yerini aldı. Önce kaybedip sonra bulduğu cep telefonunu 20 gün boyunca kapatıp, telefonsuz bir hayatın nasıl geçtiğini blog’unda paylaşacak kadar ilginç bir karaktere sahip olan Melis, festivalin bu yıl ağırladığı en samimi ve içten vokallerden biri...

PORTECHO

Türkiye’de İngilizce sözlü elektronik müzik denince akla gelen ilk isim kuşkusuz, Portecho. 2006 tarihli Undertone albümü sonrasında büyük bir şöhret yakalayan Tan Tunçağ ve Deniz Cuylan’ın zihin ve çığır açan projeleri Portecho, son stüdyo albümleri Motherboy’u da geçtiğimiz aylarda hem CD hem de LP olarak müzik marketlere göndermişti. The New York Times’ın ‘Hızla yükselen ve geleceği parlak bir grup’ olarak tanımladığı Portecho, Undertone albümleriyle ülkemizde elektronik müziğe yeni bir soluk getirmişti. Farklı altyapıları ve güçlü vokalleri, akılda kalıcı bir müzik ve zihninizden kolay kolay çıkaramayacağınız şarkı sözleri ile besleyen grup, elektronik ve rock arasında kimseyle kıyaslanamayacak bir noktada yıllardır sadece kendisiyle yarışıyor. Motherboy albümündeki şarkılar için yapılan remiksleri de dijital olarak yayınlayan Tan ve Deniz’in Rock’n Coke sahnesi için hazırladıkları performansta ne gibi sürprizler sunacakları merak konusu.



123

Yaptıkları müziği bir konsepte, hatta bir hikayeye dayandıracak kadar zeki ve zarif bir ekip 123. Ama ille de bu müziğin bir hikayesi olsun diye kendilerini asla zorlamıyorlar. İçlerinden gelen sonu önceden belli bir hikayeye hazırladıkları hayali storyboard’lar birer albüme dönüşüveriyor. İllüstrasyon kitaplarıyla destekledikleri Aksel ve Arve albümleriyle kafalarındaki üçlemeyi sürdüren 123, son olarak Lara albümü ile ilk kez bu seri dışında dinleyicilerine yeni bir albüm ve yeni bir bakış açısı sunmuştu. Üçlemenin son halkası Anja’nın ne zaman yayınlanacağı merak konusu. Bu son albümde İlhan Erşahin, Hakan Kurşun ve Arto Tunçboyacıyan gibi usta isimlerle çalışan 123, trip hop ve downtempo arasında gidip gelen bir müziği büyük bir ustalıkla hayata geçiriyor. Grup, ülkemizde İskandinav müziğini başarıyla temsil eden 123, özellikle Norveç ve bu ülkeden müzisyenlerle yakın bir ilişki kurmuş durumda. Zaman zaman senfonik konserler de gerçekleştiren 123, festivalin bu yıl en huzur verici ve yüzünüzde keyifli bir gülümsemeye neden olacak performansını sunmaya hazırlanıyor.

POST

Elektronik, dans, alternatif, country, punk, hip hop, drum’n bass ve elbette trip hop! Post tüm bu müzik türlerinin hepsi ve belki de daha fazlası olmak için yola çıktı. Bağımsız bir ruhla özgün bir kompozisyon anlayışı sunan ekip ilk albümleri Su Yolunu Bulur’u 2009 yılında dijital formatta yayınladı. Bu albümden Boy Boy ve Woman or Joint gibi şarkılar ses getirdi. UNKLE, Radiohead, The Prodigy ve Chemical Brothers gibi isimlerden esintiler taşıyan Post, agresif ancak tutkulu bir performans ortaya koyuyor. Canlı performanslarında zaman zaman farklı müzisyenler ve MC’lere de yer veren Post, ana akım müziğe ve kurallarına karşı farklı bir duruş sergiliyor.


DEARHEAD  

İki eski dost olan Bengi ve Evrim çevrelerinden gelen yoğun istek üzerine arkadaş partilerinde setin başına geçen ikilinin ünü, düşündüklerinden fazla yayılınca işi biraz daha profesyonelleştirmeye karar verip DearHead’i hayata geçirdiler. Rock’n Coke’ta daha önce gerçekleştirdikleri performans senelerdir konuşulan ikili elektro, tech-house ve electro-house'un biraz minimal biraz eklektik ama aşırı enerjik bir karışımını sunan DearHead, performanslarında saatler süren bir eğlence ve dans vadediyor. Dönemin popüler hitlerini bazen kendi yaptıkları edisyonlar ya da remikslerle de çalmayı tercih eden ikili, ortaya koydukları müziği "happy techno" olarak adlandırıyor.

GECKO CHAMBER

Bazı güzel şeyleri tesadüflere borçluyuz, tıpkı Gecko Chamber gibi. Coşkun ve Cem’in ortak bir arkadaş vasıtası ile tanışıp müziğe başlaması bu hikayenin çıkış noktasını oluşturuyor. Cem’in İsviçre’ye taşınması ve sonrasında Londra’da yollarının yeniden kesişmesi, içlerine sığdıramadıkları elektronik müzik tutkusu onları 2011 Aralık ayında ünlü Unleash partilerinde çalmaya kadar götürür. Bu başarı, DJ Mag tarafından 2011 yılında dünyanın en iyi 15. DJ’i seçilen Pan-Pot’un hemen önünde çalmaya başlamaları ile katlanarak sürer. 2012 ise onların Avrupa ve İstanbul arasında mekik dokuyarak ve sayısız DJ performansı gerçekleştirerek geçirdikleri bir yıl olur. Aynı yıl yayınladıkları The Other Side of Sanity albümünde yer alan 500 adlı şarkı, Beatport’un mutlaka dinlenmesi gereken elektronik parçalar listesinde üç numaraya kadar yükselir. Bugüne kadar Ralf Kollman, Betoko, Quenum, System of Survival ve Nils gibi isimlerle aynı DJ kabinini paylaşan Gecko Chamber, şu günlerde Matthis Meyer ile birlikte Haziran ayında yayınladıkları Slow to Speak’in başarısının keyfini sürüyor.


KAAN DÜZARAT

Dinamo tutkunlarının yakından tanıdığı bir isim olan Kaan Düzarat, 90’ların sonunda Michael Jackson, Nirvana, Pink Floyd ve Barış Manço şarkılarından oluşan ev yapımı mixtape’lerini arkadaşlarına hediye etmeye başladı. Bu faydalı alışveriş farkında bile olmadan onun kendini DJ kabininde bulmasına sebep oldu. Daha sonra elektronik müzik dünyasına balıklama dalan Düzarat, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde müzikal yeteneğini keskinleştirdi ve dijital prodüksiyon konusunda deneyimli bir isim haline geldi. 2003 yılında Dinamo 103.8’de başladığı radyo programı geniş kitleler tarafından takip edilmesini sağladı. Detroit techno’dan slow motion disco’ya, cazdan folk’a kadar, çok farklı kulvarlara uzanan Kaan’ın Küçük Otto’da 3 yıl boyunca düzenli olarak gerçekleştirilen Salı Sallanır serisi ile adeta efsaneleşti. Red Bull Music Academy’de 2013 yılında ülkemizi temsil eden Kaan Düzarat, techno, house, disco, folk, caz, dub ve electronica sularında yüzdüğü dinamik setlerinde kendi re-edit ve remikslerine de yer veriyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder