boğaziçi üniversitesi 150. yıl etkinlikleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
boğaziçi üniversitesi 150. yıl etkinlikleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ağustos 2013 Perşembe

Türkiye Evreni Keşfediyor: Kozmoloji Yaz Okulu

Boğaziçi Üniversitesi -Bilim Akademisi işbirliğiyle Türkiye’de ulusal ölçekte ilk defa kozmolog (evrenbilimci) yetiştirmeyi amaçlayan Ulusal  Kozmoloji Yaz Okulu düzenlendi. Bu sene ilk defa ulusal düzeyde gerçekleştirilen Kozmoloji Yaz Okulu, Türkiye'de kısıtlı sayıda olan  ve gelişmiş ülkeler seviyesine gelebilmek adına ihtiyaç duyulan kozmologlar yetiştirme amacı taşıyor.  

Kozmoloji  Yaz Okulu,  Bilim Akademisi ve Boğaziçi Üniversitesi desteği ile başlatılan Feza Gürsey Yaz Okulları çerçevesinde Boğaziçi Üniversitesi Kandilli kampüsünde eski Feza Gürsey Enstitüsü 
Binasında düzenlendi.

Kozmolojide önemli temel fizik konularının ele alındığı programda lisansüstü seviyesinde katılımcılar yer alıyor.  Türkiye genelinde pek çok üniversiteden öğrencinin yer aldığı programa seçilen katılımcıların bölümü, not ortalaması, araştırma alanları, referansı ve kişisel notu değerlendirme kriterlerini oluşturdu.

3 Haziran 2013 Pazartesi

Kadın yönetici şirketin başarısını artırıyor

İş dünyasının başarılı kadınları finans sektöründe ‘kadın’ olmayı Boğaziçi’nde konuştu. Panelde kadının iş hayatına katılımının önemi vurgulandı ve Türkiye’de iş gücüne katılım oranının hala AB seviyesinden çok düşük olduğuna dikkat çekildi.

150. yılını kutlayan Boğaziçi Üniversitesi, bu çerçevede düzenlenen etkinlikler kapsamında 30 Mayıs Perşembe günü finans dünyasından başarılı kadın yöneticilerin katıldığı bir panele ev sahipliği yaptı.
Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu tarafından düzenlenen panelde Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begüm Doğan Faralyalı, ING Bank CEO’su Pınar Abay, UBS Türkiye CEO’su Gonca Gürsoy Artunkal, JP Morgan Türkiye ve Azerbaycan Kurumsal Bankacılık Başkanı Ayşe Zadil , Indiana Üniversitesi Bloomington School of Business öğretim üyesi Prof Dr. Merih Sevilir ve Ernst &Young Türkiye Sorumlu Ortağı Demet Özdemir konuşmacı olarak yer aldı. katıdı.
Moderatörlüğünü eski Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı ve Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Vedat Akgiray’ın üstlendiği panelde her biri finans sektöründe kariyer yapmış kadın yöneticiler kişisel başarı hikayelerini katılımcılarla paylaştı.

Begüm Doğan Faralyalı: 2023 hedeflerini tutturmak için iş gücüne daha çok kadın gerek
Panelde söz alan Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begüm Doğan Faralyalı, finansı ‘ iş dünyasının kalbi’ olarak niteledi ve finans yönetiminin  bir şirketin check-up’ı olduğunu belirtti. London School of Economics mezunu olduğunu anlatan Faralyalı mezuniyetten sonra bir süre ne yapacağı konusunda kararsız kaldığını; ardından Stanford Üniversitesi’nde finans okumaya karar verdiğini belirtti. Doğan Grubu’nda özellikle Kanal D Romanya’nın kuruluşunda ve ardından Star TV’de CEO olduğu dönemde finans tecrübesinin kendisine büyük fayda sağladığını söyleyen Faralyalı Doğan Grubu şirketlerinin başındaki yöneticilerinin çoğunun da finans kökenli olduğunu belirtti.

Kadınların finans sektörüne girmeye çekindiğini düşündüğünü ifade eden Faralyalı, bunun sektördeki erkek hegemonyası kadar  kadından beklenen annelik, ev işlerinde sorumluluk gibi ek görevlerle ilgili olduğunu  belirtti. Türkiye’de kadının iş dünyasına giriş oranının hala yüzde 28’lerde olduğuna dikkat çeken Faralyalı ‘’2023 hedeflerinde samimiysek kadınların iş hayatına daha fazla girmesi sağlanmalı. Bu anlamda toplumun da hükümetin de sorumlulukları var. Bu konuda ciddi bir toplumsal eğitime ve bilince ihtiyacımız var’’ diye konuştu.

21 Mayıs 2013 Salı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN BİRİNCİ DERECEDE SORUMLUSU İNSAN


BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ’NDE SEMİNER VEREN NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ SAHİBİ Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli IPCC’NİN BAŞKANI  DR. RAJENDRA K. PACHAURI :

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN BİRİNCİ DERECEDE SORUMLUSU İNSAN


Boğaziçi Üniversitesi’nin 150. Yıl Etkinlikleri kapsamında Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (Intergovernmental Panel on Climate Change, IPCC) Başkanı Dr. RAJENDRA K. PACHAURI, “İklim Değişikliği: Enerji-Çevre” başlıklı bir seminer verdi.

Dr. Pachauri, konuşmasında küresel iklim değişikliği ve küresel ısınmanın insan faaliyetlerinin bir sonucu olduğunu belirtti. Toplumların küresel iklim değişikliğine adapte olması için  yenilenebilir enerji politikalarının günümüzde artık bir  zorunluluk haline geldiğine dikkat çeken Dr. Pachauri, önümüzdeki yıllarda Güney Avrupa’nın kuraklık, Afrika’nın açlık ve Kuzey Denizi’ne kıyısı olan ülkelerin sel felaketleriyle karşı karşıya kalacağını, bir başka deyişle dünyanın hemen her bölgesinin iklim değişikliğinden etkileneceğini ifade etti.

Rektör Barbarosoğlu: Yeşil kampüs ve sürdürülebilirlik vazgeçilmez değerlerimiz

Enerji Ekonomisi Derneği’nin katkılarıyla 20 Mayıs 2013 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirilen seminerin açılış konuşmasını yapan Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Gülay Barbarosoğlu ise,  Boğaziçi Üniversitesi’nin 150 yıllık geçmişinde ‘yeşil kampus’ ve sürdürülebilirlik ilkesini uygulamaya geçiren bir yaklaşım izlediğini belirtti ve  güneş, dalga ve rüzgar enerjilerinden daha fazla yararlanmak, daha az karbon ayak izi üretmek hedefleri doğrultusunda ilk uygulamalara sahip olan bir eğitim kurumu olduklarını  belirtti. Barbarosoğlu, konuşmasında ayrıca Kyoto Protokolü’ne Türkiye’nin taraf olması için ilk adımların Boğaziçi Üniversitesi’ne atıldığını , bu yönde yapılan bilimsel toplantılara üniversitenin ev sahipliği yaptığını anımsattı.

Dr. Rajendra K. Pachauri ise seminerinde iklim değişikliği nedeniyle günümüzde çok ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğumuzu; bu sorunlara çözüm bulamazsak sorumsuz bir topluma dönüşeceğimize dikkat çekti. İklim değişikliğinin günümüzde ekonomi ve çevre politikalarından bağımsız düşünülemeyeceğini belirten Dr. Pachauri, son 50-60 yıldır global ısınmada yukarıya doğru bir eğilim olduğunu söyledi.

Küresel ısınma nedeniyle buzulların erimeye devam ettiğini ve deniz suyu seviyesinin yeryüzü genelinde 1 metrenin üzerine çıktığını belirten Pachauri, insan faaliyetlerinin iklim değişikliği ve sıcaklık değişiminde kilit rol oynadığına dikkat çekti. İnsan faaliyetlerinin yağmur, sel felaketleri, su taşkınları gibi ekstrem koşulları da oluşturduğunu söyleyen Pachauri, bu gelişmelere bağlı olarak önümüzdeki yıllarda dünyayı olumsuz bir tablonun beklediğini belirtti.

Karbondioksit emisyonunun 1970-2004 arasında yüzde 80 seviyelerinde arttığını söyleyen Dr. Pachauri, insan faaliyetlerinin sera gazı emisyonunun artmasındaki en önemli etken olduğunu söyledi.

Tarımsal verimlilik düşecek, kuraklık ve sel felaketleri artacak

İklim değişikliğine bağlı olarak dünyayı bekleyen önemli değişikliklere değinen Dr. Pachauri,  iklim değişikliğinin tarımsal verimliliğe etki edeceğini Afrika’da ve Güney Avrupa’da kuraklık yaşanacağını ve tarımsal verimliliğin  yüzde 20-30’lara varan düşüşler yaşanacağını kaydetti. Deniz seviyesindeki yükselmelere bağlı olarak dünyada, Kuzey Denizi gibi özellikle kıyı bölgelerinde yaşayan milyonlarca insanın sel felaketleriyle karşı karşıya kalacağını savunan Dr. Pachauri, sıcaklık değişikliklerinin turizm başta olmak üzere çeşitli sektörleri olumsuz yönde etkileyeceğini ifade etti.  

‘Yanlış yöndeyseniz hızın anlamı yoktur’

Küresel iklim değişikliğine karşı çözümün yenilenebilir enerjilere daha fazla yatırım yapmak olduğunun altını çizen Dr. Pachauri, ‘Bizi kurtaracak olan yenilenebilir enerjidir’ diye konuştu.  Bugünkü faaliyetlerimizin gelecek on yılları etkilediğini, bu nedenle gelecekle ilgili duyarsız davranmanın imkansız olduğunu hatırlatan Dr. Pachauri, seminerin sonunda Mahatma Gandi’nin ‘Eğer yanlış yönde ilerliyorsanız hızın bir anlamı yoktur’ sözüne atıfta bulunarak,hükümetlerin ve yerel idarelerin yenilenebilir enerji için bir an önce harekete geçmesi gerektiğini söyledi.

Dr. Rajendra K. PACHAURI Kimdir?

1940 yılında Hindistan’da doğan Rajendra Kumar Pachauri, Raleigh North Carolina State University’de (ABD) 1974 yılında Endüstri Mühendisliği doktorasını ve 1976 yılında Ekonomi doktorasını tamamlamıştır. Dr. Pachauri 2002 yılından beri Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) Başkanı olarak görev yapmaktadır. 2007 yılında Nobel Barış Ödülünü alan IPCC’nin Başkanlığının yanısıra, Dr. Pachauri 2001 yılından beri Hindistan’ın en etkin araştırma ve siyaset örgütlerinden olan TERI’nin (The Energy and Resources Institute) direktörlüğünü yapmakta ve TERI Üniversitesinin rektörlük görevini yürütmektedir. Pachauri aynı zamanda Amerikan Ulusal Tarım Kuruluşu Yönetici Konseyi Başkanı ve Columbia Üniversitesi’nin İklim ve Toplum İçin Uluslararası Araştırma Enstitüsü Kurulu’na başkanlık etmektedir. Dr. Pachauri Temmuz 2009 - Haziran 2012 tarihleri arasında Yale Üniversitesi İklim ve Enerji Enstitüsü kurucu yöneticisi görevini takiben Temmuz 2012’den itibaren kıdemli danışman olarak görev yapmaktadır. Pek çok uluslararası ödül kazanan Dr. Pachauri’nin 26 kitabı ve çok sayıda akademik makalesi bulunmaktadır.

10 Mayıs 2013 Cuma

MERKEZ BANKACILIĞI VE PARA POLİTİKASININ EN SEÇKİN UZMANI CHARLES GOODHART BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ ECONFIN’IN KURULUŞU YILDÖNÜMÜ İÇİN GELİYOR



Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi ve Finans Programı ECONFIN 10. Yılını Bloomberg terminalleriyle oluşturduğu yeni laboratuarı ve bir konferansla kutluyor.

MERKEZ BANKACILIĞI VE PARA POLİTİKASININ EN SEÇKİN UZMANI CHARLES GOODHART BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ ECONFIN’IN KURULUŞU YILDÖNÜMÜ İÇİN GELİYOR

Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü, Ekonomi ve Finans Yüksek Lisans Programı ECONFIN  10. Yılını finans eğitimi için Bloomberg Terminalleriyle donattığı büyük bir laboratuarın açılışıyla kutluyor.  14 Mayıs günü yapılacak kutlamada ünlü finans uzmanı Prof. Charles Goodhart Boğaziçi Üniversitesi’nde bir konuşma yapacak.

Finansal gelişmelerde ve krizlerde ekonomik verilerin hızlı ve doğru analiz edilmesi ve yorumlanmasının önemini göz önüne alan Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü hem lisans hem de yüksek lisans programlarının kullanımı için büyük bir finans laboratuarı açıyor. Laboratuar öğrencilerin Bloomberg terminalleri üzerinden Türkiye ve dünya piyasalarındaki gelişmeleri izlemelerini ve analiz etmelerini sağlayacak. Piyasalar ve dünyadaki gelişmeler hakkında teknik ve akademik donanımın yanı sıra Laboratuarda verilecek derslerde piyasa profesyonellerinin ve bürokratların reel ekonomi ve piyasa deneyimleri de öğrencilere aktarılacak. Laboratuarı ECONFIN ekonomi ve finans “executive”  programı yoğun olarak yıl içinde kullanacak, ayrıca yaz modülleri çerçevesinde kısa dönemli kurslar düzenlenecek.
Boğaziçi Üniversitesi ECONFIN Programı’nın 10. Yılı ve laboratuarın oluşturulması dolayısıyla düzenlenecek törende ünlü para politikası uzmanı Prof. Charles Goodhart bir konuşma yapacak. 1969-2000 arasında İngiltere Merkez Bankası’nda çeşitli görevlerde bulunan ve 1997-2000 arasında da İngiltere Merkez Bankası Para Politikası Komitesi’nde görev yapan Goodhart, 1985 yılından beri London School of Economics’te öğretim üyesi olup ayni zamanda da Financial Markets Group  üyesi ve Finansal Regülasyon Araştırmaları Merkezi Direktörü olarak görev yapıyor.
Prof. Goodhart’ın yanı sıra BDDK Başkan Yardımcısı Ozan Cangürel’in de konuşmacı olarak katılacağı etkinlik 14 Mayıs, Salı günü Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs, Albert Long Hall’de (Büyük Toplantı Salonu) gerçekleşecek.

ECONFIN 10. YIL ETKİNLİĞİ PROGRAMI:
18:30 Econfin – Past and Prospects – Targets, Graduates and Visions
Finance Lab - Bloomberg
19:00 Prof. Charles Goodhart, LSE, Financial Markets Group, Kurucu Üye
Future of Monetary Policy and Banking
20:00 Dr. Ozan Cangürel, BDDK Başkan Yardımcısı
Banking and Regulation in Turkey
İngilizce dilindeki konferansta simultane çeviri yapılacaktır.











18 Nisan 2013 Perşembe

Boğaziçi Üniversiteliler 150.yılı özel bir geceyle kutladı


Boğaziçi Üniversitesi, köklü eğitim geleneği ile akademik ve kültürel değerleri bir arada barındıran geleneğini yansıtmak ve 150.yılını Boğaziçi Üniversitesi dostları ve seçkin mezunlarıyla kutlamak üzere 17 Nisan Çarşamba günü Four Seasons Bosphorus Hotel’de özel bir gece düzenledi.
Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu ev sahipliğinde düzenlenen geceye cemiyet hayatı, iş, sanat ve siyaset dünyasının önde gelen isimleri katıldı.

Gecede konuşan Barbarosoğlu, Boğaziçi Üniversitesi’nin bundan böyle sadece öğrenci odaklı değil, mezun odaklı bir üniversitesi olmasını arzu ettiklerini belirterek şöyle dedi: Üniversitemiz camiasının en geniş gurubunu mezunlarımız oluşturmaktadır. Öğrencilik 4-5 yıl sürerken, mezun statüsü bir ömür sürer. Üniversite yönetimlerinin öğrenci ve öğretim üyelerine olduğu kadar mezunlarına karşı da önemli sorumlulukları vardır. Mezunların diploma değeri ve itibarı onlara emanettir. Mezunları ile sağlıklı iletişimi kaybeden üniversitelerin birçok alanda ciddi sorunlar yaşayacağını söyledi.

Okula dönüş kampanyasını tanıtan Barbarosoğlu, mezunlarını üniversiteye katkıda bulunmaya davet etti.

Boğaziçi Üniversitesi mezunu olan Defne Samyeli’nin sunuculuğunu yaptığı gecede Feyyaz Berker’in katkısı ile Prof. Dr. Zafer Toprak danışmanlığında hazırlanan “Dünden Bugüne Boğaziçi Üniversitesi 1862-2013” kitabı tanıtıldı ve konuklara armağan edildi. Kitapla ilgili konuşan Berker, her şeyin araştırma ve merakla başladığını söyledi. Boğaziçi Üniversitesi’nin kurulduğundan bu yana 40 bin, Robert Kolej’in ise 12 bin mezun verdiğinin altını çizen Berker, mezunların okullarıyla irtibatını kesmemelerinin en büyük gurur kaynağı olduğunu söyledi. 

10 Nisan 2013 Çarşamba

İki dev yazardan edebiyat, roman ve romancılık üzerine sohbet….


Umberto Eco ve Orhan Pamuk Boğaziçi’nde buluştu
Dünyaca ünlü iki yazar Boğaziçi Üniversitesi’nde buluştu. İtalyan yazar Umberto Eco ve Nobel ödüllü Orhan Pamuk, Boğaziçi Üniversitesi’nin 150. Yıl kutlamaları kapsamında önceki gün Güney Kampüs'teki Albert Long Hall'de "Gerçekler, Kurgu ve Tarih Üzerine Bir Söyleşi" başlıklı konuşmada biraraya geldi. 
Söyleşinin moderatörlüğünü Bologna Üniversitesi Öğretim Üyesi Patrizia Violi yaptı. Yaklaşık bir buçuk saat süren söyleşiye Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Gülay Barbarosoğlu, akademisyenler, öğrenciler,  yayın ve edebiyat dünyasından çok sayıda konuk dinleyici olarak katıldı.
Yüzyıl değişimlerine tanıklık etmiş, dünya olaylarını edebiyatlarına ve düşün dünyalarına yansıtmış olan, Umberto Eco ve Orhan Pamuk, “saf romancı, tarihi roman ve nesneler” üzerine konuştular. Moderatör Patrizia Violi ise söyleşi öncesi yaptığı giriş konuşmasında iki yazarın gerçekle ve kitaplarıyla kurdukları ilişkideki ‘koleksiyoner’ yöne dikkat çekti. 
İki yazarın yazın serüvenleri ve alışkanlıkları, koleksiyon ve liste yapmak gibi merakları gibi kişisel  ilgilerin yanı sıra edebiyat ve roman üzerine bakış açılarını samimi ve esprili bir havada dile getirip zaman zaman şakalaştıkları söyleşiyi yöneten Violi, Pamuk’un ‘naif ve duygusal’, Eco’nun ise ‘sentetik ve estetik’ birer yazar olarak portrelerini çizerken iki yazarın benzerlikleri ve ayrışmaları üzerinde de durdu.
Dünyadaki insanların çoğu aptaldır ‘
Umberto Eco, "Ben inanıyorum ki dünyadaki insanların çoğu aptaldır. Bu çok önemli bir his. Ölmeye hazır olabilmek için, ölüm anında eğer ikna olduysam insanların hepsi aptaldır o zaman ölebilirim. Adım adım hergün kendi inancınızda bu şekilde düşünebilirsiniz. Ancak yaşamın şu noktasında sadece yüzde 50'sinin aptal olduğun düşünüyorum" dedi. Eco'nun bu sözleri salonda gülüşmelere neden oldu.
‘Masumiyet Müzesi’ kitabındaki Kemal karakterinden  söz ederken yazarla karakterin özdeşleşmesi konusuna değinen Pamuk, ‘’Okurların sizin Kemal olduğuna inanmasını istiyorsunuz, aslında bu bir anlamda  kendinizi eleştirmenlere karşı korumak için kullandığınız bir hile de olabilir’’ yorumunu yaptı. Yazarların eserlerinde yarattıkları karakterlerle özdeşleştirilmek için yazdığını söyleyen Pamuk’un bu değerlendirmesine yanıt olarak Eco ise ‘’Yazar, narsistik bir bakış açısıyla kendisini sonradan romana dahil edebilir. Ben, bir eserimde bu deneyimi yaşadım. Bir Önceki Günün Adası’nda, karakterlerim Barok tarzda konuşuyorlardı oysa ben Barok sevmem.Bunun için okurlarımdan özür dilemişliğim vardır’’ diye konuştu.
‘Napolyon’u, aşk öyküsü yazmaya tercih ederim’
‘’Hiç bir zaman aşk öyküsü anlatmam çünkü özel şeyleri anlatmayı sevmiyorum. Onun yerine Napolyon’dan bahsetmeyi tercih ederim’’ diyen Eco bu sözüyle dinleyicileri güldürken Orhan Pamuk ise romanda her özel şeyin anlatılabileceğini ve karakterlere uyarlanabileceğini dile getirdi. Eco ise , tüm bunları yaparken yazar olarak kendisini saklayabildiğinden söz ederek ‘’Bir gün bana romanlarımdaki en otobiyografik unsur nedir diye sordular, ‘zamirlerdir’ diye cevap verdim’’ diye konuştu.
Pamuk ve Eco neden yazıyor?
Moderatör Violi’nin her iki yazara yönelttiği ‘’Romanlarınızı neden yazıyorsunuz?’ sorusuna Orhan Pamuk’un yanıtı ‘’Aslında yedi yaşında ressam olmak isterdim. Lisede çizgilerimi beğendiklerinde sevinirdim. Mühendis bir aileden geldiğim için üniversitede mimarlık okudum. Yalnız bir yaşam sürmek istiyordum. Bunu otobiyografik İstanbul kitabımda da anlattım. Ressam olamayacağımı anladığımda, 22 yaşımda, yazar olmaya karar verdim. Yazar olmak istedim çünkü tek başına bir odada yaşamak istedim. Bunun için çok mutluyum’’ oldu.
Umberto Eco ise aynı soruya espriyle  yanıt verdi :’’Bazı insanlar banka soyar ben de roman yazıyorum. Üniversitede doktora tezim eleştirilmişti. Gerçek bir araştırmacının pek çok hata ve deneme yaptığı söylenir. Ben de tüm yaşamımda, felsefi bir araştırmacı olarak romanlarımı böyle yazdım’’.
Iki yazarın buluşması Orhan Pamuk’un ‘’Ona çok şey borçluyum. O büyük bir yazar’’ diyerek Umberto Eco’ya övgü ve teşekkürlerini iletmesiyle sona erdi. İki yazar gelecek yıl Bologna’da buluşma sözü verdiler ve dinleyicileri kırmayıp kitaplarını imzaladılar. 

18 Mart 2013 Pazartesi

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ 150. YIL ETKİNLİKLERİNİ WEB’E TAŞIDI


1863 yılında Bebek Kampüsü’nde Robert Kolej olarak eğitim ve öğretime başlamış olan Boğaziçi Üniversitesi, dünyada ve Türkiye’de yaratmış olduğu eğitim geleneği ile akademik ve kültürel değerleri 2013-2014 yıllarında düzenleyeceği etkinliklerle  toplumun farklı kesimleriyle paylaşıyor.

150. Yıl etkinliklerini http://150.boun.edu.tr adresine de taşıyan Boğaziçi Üniversitesi’nin akademik geleneği, kültürel birikimi, 150 yıllık kültür ve sanat birikiminin yansıyacağı etkinlikleri, mezunlarla buluşmalar, kısacası 150. Yıl kapsamında üniversitenin sahip olduğu bilgi ve deneyimi toplumun tüm kesimleriyle paylaşmak amacıyla düzenlenecek tüm etkinlikler web sayfası kanalıyla üniversite dışına da açılmış olacak.

150. yıl etkinliklerini tüm Türkiye’ye yayılmasını amaçlayan Boğaziçi Üniversitesi’nde 2013-2014 yıllarında yer alacak dünya çapında bilim insanlarının konuk olacağı seminer ve konferanslar, kültürel ve tarihi birikim yansıtan sergiler, edebiyat, müzik, sinema ve tiyatro buluşmaları, Boğaziçi Üniversitesi tarihi ile ilgili yayınlar, tarihi bina restorasyonları, topluma dönük sosyal sorumluluk projeleri bundan böyle  http://150.boun.edu.tr adresinden de izlenebilecek.