10 Temmuz 2013 Çarşamba

Bekleyiş Bitti: Rock’n Coke Heyecanı Başlıyor! Arctic Monkeys ve Hurts ilk kez Türkiye’de!

Bu sene 6-7 ve 8 Eylül tarihlerinde Hezarfen Havaalanı’nda gerçekleşecek olan Rock’n Coke’un sahnelerini sallayacak isimler belli oluyor! 10. yılını geride bırakırken, sekizinci kez düzenlenecek olan Rock’n Coke’un ilk sürprizleri ülkemizde ilk kez hayranlarıyla buluşacak olan Arctic Monkeys ve Hurts oldu!


Festival tutkunlarının şimdiden dört gözle beklediği Rock’n Coke sahnesinde hayranlarıyla buluşacak grup ve sanatçılar belli oluyor. 6-7 ve 8 Eylül tarihlerinde Hezarfen Havaalanı’nda gerçekleştirilecek festivalde, Rock’n Coke sahnesinin en büyük bombaları ilk defa Türkiye’de performans gerçekleştirecek olan, rock dünyasının fenomen gruplarından çılgın İngilizler Arctic Monkeys ve karizmatik duruşlarıyla dünyanın dört bir yanında milyonlarca hayranı olan ikili Hurts. Rock’n Coke Festivali’nin heyecanla beklenen grupları ve sanatçıları, www.rockncoke.com web sitesi üzerinden takip edilecek. Biletler ise www.rnckampus.com adresi üzerinden ulaşılabilecek kampüs temsilcilerinden ve www.biletix.com‘dan satın alınabilecek.

Arctic Monkeys ve Hurts ilk kez Türkiye’de!
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de büyük bir hayran kitlesine sahip olan ve katıldığı festivallere sahne performanslarıyla damga vuran Arctic Monkeys ve synth pop’un yeni prensleri Hurts’ün yanı sıra, Rock’n Coke 2013’ün bu yıl ağırlayacağı yabancı sanatçı ve gruplar arasında; garage-rock’a yön veren isimlerden Palma Violets, özellikle sahne performanslarındaki enerji patlaması ile göz dolduracak Maximo Park ve Belçikalı zeka küpü ekip Triggerfinger göze çarpıyor.


Bu isimlerin yanı sıra, kendine özgü prodüksiyonları ve elektronik altyapısıyla kısa sürede büyük başarı yakalayan Little Boots, art-rock ve indie-pop’un Finlandiya’dan yükselen grubu Rubik ve BBC dinleyicilerinin Sound of 2010’da en favori yeni grupları arasında oyladığı Everything Everything de Rock’n Coke Festivali’nde müzikseverlere keyifli anlar yaşatacak gruplar arasında.

Ve elbette Türk sanatçı ve gruplar da Rock’n Coke sahnesinde göz dolduracak. Bunların arasında festivalin geçtiğimiz yıllarda da vazgeçilmezleri arasında yer alan Duman, rock müziğin ayakları yere sağlam basan vokali Aylin Aslım ayrıca maNga ve Can Bonomo gibi güçlü isimler göze çarpıyor. Festival programının tamamı ise çok yakında açıklanıyor olacak!

Rock’n Coke 10. yaşını yeniliklerle kutluyor!
10. yılını sekizinci kez düzenlenecek festivalle geride bırakan Rock’n Coke bu yıl dünyanın en önemli festivalleri arasında yer alan Sziget ile iş birliğine gidiyor. Festivalin yabancı sanatçı programı Sziget’in deneyimli ekibi tarafından oluşturuldu. Yerli program ve sanatçı seçimi ise showhow’ın sanatçı ilişkileri ekibine teslim edildi.

10. yaşında özel etkinliklerin de yer alacağı, Türkiye’nin en büyük açıkhava müzik etkinliği olan Rock’n Coke’ta sahne sayısı da beşe yükseltildi. Müzik ve eğlence tutkunlarına Rock’n Coke sahnesi, Alternatif Sahne, Party Arena, Keşif Sahnesi ve Şehir Sahnesi olarak toplam 5 sahneden seslenecek olan Rock’n Coke, bu yıl festival tutkunlarına çok daha geniş seçenekler ve daha büyük bir festival vadediyor!

24 saat kesintisiz müzik!
Daha büyük bir alanda, daha çok sahnede gerçekleşecek konserler ve yepyeni etkinlikler sunacak olan Rock’n Coke 2013, müzikseverlere 360 derecelik bir festival ruhu yaşatacak. Festivalde bu sene kamp alanının da genişletilmesiyle etkinlik alanındaki çadır noktası sayısı yüzde yüz artırıldı. Rock’n Coke’ta bu yıl en çok dikkat çeken yeniliklerden biri de ilk kez Party Arena’da 24 saat kesintisiz müzik dinlenebilecek olması!

Rock’n Coke Biletleri Biletix ve RNC Kampüs Temsilcileri’nde
Rock’n Coke’ta normal dönem tam - kombine 140 TL, kombine + kamp biletleri ise 180 TL’den satışta. Öğrenci biletlerinin fiyatı ise, kombine 100 TL, kombine + kamp 120 TL’den satışta. Biletix’te tükenen sınırlı sayıdaki son erken avantajlı biletler ise öğrencilere özel indirimlerle www.rnckampus.com  adresi üzerinden ulaşılabilecek olan Rock’n Coke Kampüs temsilcilerinden satın alınabilir.

Rock’n Coke Hakkında
Coca-Cola tarafından ilk kez 2003 yılında düzenlenen ve bu sene 10. yaşını dolduran, Türkiye’nin en büyük açık hava festivali Rock’n Coke, zaman içerisinde yeni neslin geleneksel buluşma noktası haline gelirken, aynı zamanda adını Avrupa’nın önde gelen Rock festivalleri arasına yazdırdı. Yourope - Avrupa Festivaller Birliği üyesi olan Rock’n Coke sahnesi şimdiye kadar çeşitli ülkelerden 101 yabancı, 98 yerli grup olmak üzere toplam 550’den fazla müzisyeni ağırladı. 7 festival boyunca yaklaşık 250 binden fazla izleyiciye ev sahipliği yapan Türkiye’nin en büyük açık hava etkinliği Rock’n Coke’ta bugüne kadar; The Cure, Korn, Linkin Park, Muse, 50 Cent, Pet Shop Boys, The Prodigy, Iggy Pop, Placebo, Simple Minds, Suede, Nine Inch Nails, Kaiser Chiefs, Jane’s Addiction, Santigold, Juliette and the New Romantiques, The Rasmus, Offspring, The Smashing Pumpkins, Chris Cornell, Franz Ferdinand ve Manic Street Preachers gibi büyük isimler sahne aldı.






Rock’n Coke Sanatçı Bilgileri
Arctic Monkeys

Kelebek etkisi diye buna denir! Alex ve Jamie’nin zoraki Noel hediyesi isteği olan iki gitar, onların hayatını sonsuza dek değiştirecekti. Davul çalabilen arkadaşları Matt ile birlikte müzik yapmaya başlayan ekibin hayatındaki diğer kırılma noktası da internet ile birlikte Beneath the Boardwalk adlı demoları oldu. Öylesine internete yükledikleri bu demo, elden ele dolaşarak önce BBC’nin, daha sonra ise ülkenin önde gelen tabloid gazetelerinin dikkatini çekti. Herkes bu çocukların kim olduğunu merak ediyordu. Artık efsanevi Astoria’yı bile doldurabiliyorlardı. Yollarının Domino Records ile kesişmesi kimseyi şaşırtmadı. Gerçek bir yetenek avcısı olan bu müthiş plak şirketi sayesinde yayınlanan ilk albüm, ‘Whatever People Say I Am, That’s What I’m Not’ gibi şarkılarla kısa sürede satış rekorları kırarak listelerde zirveye yerleşti. Dahası İngiltere müzik tarihinde en çok satan bir ilk albüm oldu. Hikayenin bundan sonraki bölümünü hepimiz çok iyi biliyoruz. Garage ve post-punk yüklü bu nefis indie müziğin dünyada girmediği, dinlenmediği herhangi bir yer kalmadı. İki Grammy, bir Mercury adayı olan, tam beş Brit ödülünü de kucaklayan, Arctic Monkeys, güzel bir tesadüf sonucu, beşinci stüdyo albümleri AM’i ise, Rock’n Coke konserlerinden sadece 2 gün sonra yayınlıyor. Bu albümden yepyeni şarkıların yanında, unutulmaz klasikleri ve kelimelere dökülemeyecek kadar özel sahne performanslarıyla Arctic Monkeys, Türkiye’de gerçekleştireceği bu ilk konserle, festival tarihinin unutulmazları arasına adını yazdıracak.

Hurts

Son dönemde, sadece iki yıl içinde iki milyon albüm ve iki milyondan fazla single satabilen kaç yeni grup duydunuz? Theo ve Adam’dan kurulu Hurts bu soruya verilebilecek en güçlü cevaplardan biri. Synthpop ve new-wave müziği yepyeni bir romantik platforma yerleştiren bu iki gizemli genç adam, bu yıl Mart ayında yayınlanan Exile albümleriyle, aynı anda 10 ülkede Top 10 listelerinde yer alıyordu. 2005 yılında Manchester’da bir gece kulübünün kapısında gerçekleşen tesadüfi bir tanışma, tüm dünyada sayısız genç kızın aklını başından alan karanlık, gizemli ve bir o kadar cazibeli bir müzik grubuna dönüşüvermişti. Sadece 20 dolar ödedikleri dansçı bir kızı oynattıkları ve son derece amatör bir ruhla çekilen Wonderful Life’ın videosu, YouTube’da an itibarı ile 21 milyon kez izlenmiş durumda. The Guardian ve BBC gibi yayınların heyecanla karşıladığı 2010 tarihli Happiness adlı albümde yer alan Silver Lining ve Illuminated gibi hit şarkılar, kısa sürede pop müzik dünyasında karşı konulmaz bir salgın gibi yayıldı. Bugüne kadar V Festival, T in the Park, Sziget, Pukkelpop ve SWR3 gibi uluslararası büyük festivallerde sahne alan Hurts, Kylie Minogue ile Devotion adında bir şarkı kaydedip, Scissor Sisters ve Ellie Goulding gibi isimlerle de geniş kapsamlı turneler gerçekleştirdi.

Palma Violets

Başlangıçta sadece kendi arkadaşlarını eğlendirmek için müzik yapmaya başlayan ‘rock’n’roll’ ruhlu dörtlü, önceleri bir araya gelip yaptıkları “kendi deyimleri ile ‘gürültü’yü”, internetten paylaşmak istememiş. Bol miktarda psychedelic yüklü garage-rock’a yüklenen Palma Violets, meğer stüdyoya girip profesyonel kayıt yapmaktan da nefret ediyormuş. Tıpkı Arctic Monkeys gibi hayranlarının internete yüklediği videolarla kısa sürede viral bir fenomen haline gelen grup, Rough Trade sayesinde ‘180’ adlı albümlerini tamamlamayı başarmış. Şimdi de sıra bu albümü canlı canlı çalacakları dünya turnesinde! NME tarafından 2012’de ‘yılın şarkısı’ olarak seçilen Best of Friends ile başlayan bu çılgın maceranın bir parçası olmak Rock’n Coke’ta mümkün!

Maximo Park

Glastonbury’de binlerce kişinin ayaklarını yerden kesen performanslarını sergilediklerinde, eleştirmenler indie dünyasına yeni bir kuyruklu yıldızın düştüğü konusunda fikir birliğine varmışlardı. Her ne kadar ‘indie’ çatısı altında görülseler de grup üyeleri yaptıkları müziği salt ‘indie’ olarak tanımlamaktan her zaman uzak duruyor. İsimlerini Miami sınırları içindeki Little Havana’da bulunan Máximo Gómez Park’tan alan ekip, başlangıçta vokalsizdi, ta ki Paul Smith, bir barda davulcu Tom English’in kız arkadaşı tarafından Stevie Wonder’ın Superstition’ı söylerken keşfedilinceye kadar... Warp Records ile yapılan sözleşme sonrası gelen Mercury adayı A Certain Trigger’ı, 2007 tarihli Our Earthly Pleasures ve 2009’da yayınlanan Quicken the Heart izledi. Geçtiğimiz yıl yayınlanan ve The Guardian, NME ve The Independent gibi yayınlar tarafından ayakta alkışlanan son albümleri The National Health, 2000’lerde endüstrinin dayattığı standart ‘indie’ müziğe bir başkaldırış çığlığı olarak kabul ediliyor.

Triggerfinger

Belçikalı grup, zeka küpü ve birbirinden yetenekli üç adamdan oluşuyor. Geçtiğimiz yıla damgasını vuran cover’lardan birine imzalarını attıklarını duymayan, bilmeyen kalmadı. Daha ilk duydukları an Lykke Li’nin ‘I Follow Rivers’ını akustik olarak yorumlamaya karar veren Ruben, Paul ve Mario üçlüsü, 90’ların sonunda, blues etkili rock projeleri olan Triggerfinger’ı hayata geçirmeye karar verdi. Eleştirmenler tarafından Led Zeppelin ve Queens of the Stone Age’in başarılı bir karışımı olarak tanımlanan grubun kendileri ile aynı adı taşıyan Triggerfinger, ilk albümü. Sonrasında yayınladıkları canlı albüm Faders Up, kendi şarkıları kadar uyarlama konusunda da ne kadar başarılı olduklarının bir ispatıydı. What Grabs Ya? albümleriyle ünlerini ülke dışına taşıyan Triggerfinger, 2010 yılında yayınlanan ve California’da kaydedilen All This Dancin’ Around ile iyice ışıldayıp, son olarak “Faders Up 2 - Live in Amsterdam” ile canlı performans konusundaki ustalıklarını bir kez daha ortaya koydular. Konserlerini kaydetmeye oldukça düşkün olan gruba çığlıklarınız ve alkışlarınızla eşlik etmeye ne dersiniz?

Little Boots

İşte gerçek bir internet fenomeni daha! Şarkılarını odasında birbirinden tuhaf elektronik aletlerle kaydeden Victoria Christina Hesketh, hiç beklemediği kadar kısa bir sürede uluslararası bir yıldız olmanın keyfini sürmeye başladı. Son derece tatlı olan sahne ismini ise, ayaklarının küçüklüğüne gönderme yapan bir arkadaşının ona taktığı rumuzdan alıyor. Victoria şarkılarını piyano, keyboard, stylophone ama hepsinden önemlisi minik bir Japon elektronik mucizesi olan Tenori-on vasıtasıyla hayata geçiriyor. The Human League, Gary Numan, Kraftwerk, Kylie Minogue ve Pink Floyd hayranı olan Little Boots, müziğinde tüm bu isimlere açıkça göndermeler yapmaktan da çekinmiyor. Youtube ve Myspace sayfaları ile kısa sürede fenomene dönüşen Victoria’nın, BBC Sound of 2009’da zirveyi yakalayıp aynı yıl Kritiklerin Seçimi kategorisinde Brit ödüllerine aday gösterilmesi, viral bir efsane olan bu sevimli hanımefendiyi, pop listelerinin zirvesine taşıdı. Artık La Roux, Florence Welch ve Ladyhawke gibi isimlerle birlikte anılan Little Boots’un ilk albümü Hands, RedOne prodüktörlüğündeki Remedy ve New In Town gibi şarkılarla dans listelerinde fırtına gibi esti. Little Boots bu yıl Mayıs ayında yayınladığı Nocturnes albümü ve halen sürdürdüğü yeni dünya turnesi ile kariyerini sağlam bir temel üzerine kurguladığını da ispatlamış oldu.

Rubik

Stüdyo kayıtlarını dört kişi gerçekleştiren ancak sahnede on kişiye yükselerek enerjilerini de böylece iki katına çıkarabilen Finlandiyalı ekip Rubik, art-rock ve indie-pop’un son yıllardaki en gözde yükselen değerlerinden biri. Dinleyicilerinin içini kıpır kıpır ettiren, dans motivasyonu yüksek şarkılar yazıp söyleyen Rubik, son derece kompleks ancak bir o kadar mükemmel düzenlenmiş melodiler sunuyor. 90’ların sonuna doğru ilk kez bir araya gelen ve müzik yapmaya başlayan ekip, ilk EP’leri People Go Missing’i ise 2004 yılında yayınlamış. Üç yıl sonra ilk stüdyo albümleri Bad Conscience Patrol’u yayınlayıp geniş kapsamlı bir turne gerçekleştirdiler. 2009 tarihli Dada Bandits albümü ile Spin, Nylon ve Filter gibi dergilerin dikkatini üzerine çekmeyi başaran Rubik, dördüncü stüdyo albümleri Solar ile artık sadece Finlandiya ve Avrupa’da değil, dünyanın dört bir yanında merakla takip edilen bir grup haline gelmeyi başardı. Finlandiya müzik basınının ‘milli bir hazine’ diye bağrına bastığı Rubik’in en mucizevi yanı ise, sahne performansları. Bugüne kadar Primavera ve Roskilde gibi festivallerde sahne alan grup üyeleri, sahnede enstrümanlarını bir gong vasıtası ile birbirine geçirerek eşine kolay rastlanamayacak bir görsel/işitsel şölen sergiliyorlar.

Everything Everything

Tıpkı isimleri gibi, yaptıkları müziğin içinde her şeye rastlamak mümkün. Indie-pop, progressive rock, indie rock, art-rock, glitch pop, electronica ve R&B! Manchesterlı üçlü Tynedale, Kent ve Guernsey’in, tutkuyla ortaya koydukları müzik, kısa zamanda müzik otoritelerinin de takdirini kazandı. Öyle ki, eleştirmen Paul Lester, onları Timbaland ve efsane rock grubu Yes’in tuhaf bir birleşimi olarak adlandırdı. Grup üyeleri progressive ve kraut rock, punk/hardcore ve modern R&B gibi birbirinden bağımsız müzikal donanımlara sahip olmaları durumunu, hepsini bir potada üreterek mükemmel bir avantaja dönüştürüyor. BBC dinleyicilerinin Sound of 2010’da en favori yeni grupları arasında oyladığı Eveything Everything, aynı yıl yayınlanan Man Alive adlı ilk albümleriyle büyük gürültü kopardı. Snow Patrol ve Muse’la turneye çıkma şansı da elde eden grubun hemen bu yıl başında yayınladığı Arc adlı albüm, çıkış single’ı Cough Cough’ın yanında Kemosabe ve Duet adlı şarkılar sayesinde, yılın adından en çok söz ettiren prodüksiyonlarından biri oldu.

Aylin Aslım

Cesareti, samimiyeti ve gerçekliği ile Türk rock dünyasının en kendine özgü figürlerinden biri olmayı başaran Aylin Aslım, son olarak geçtiğimiz aylarda yayınladığı Zümrüdüanka adlı dördüncü stüdyo albümü ile dört yıllık suskunluğuna son verdi. 2000 yılında elektronik türünde bir albüm olan ve dönemi için devrim niteliği taşıyan Gelgit albümünü yayınlayan Aylin Aslım, daha sonra kalbinin sesine kulak vererek rock dünyasına yöneldi. Gülyabani adlı ikinci albümü hem şaşırttı hem de büyük ses getirdi. 2009 yılında piyasaya sürdüğü Canını Seven Kaçsın ise rock müzikte iddiasını koyduğu bir dönemi müjdeliyordu. Şarkılarıyla olduğu kadar sosyal sorumluluk projelerine verdiği destekle de hayranlarının kalbini kazanan Aylin Aslım, bir önceki albümünün sert havasından uzaklaştığı ve daha yumuşak bir ruh hali ile kaydettiği son albümünden çarpıcı şarkıların da yer alacağı bir konserle festival programındaki yerini alıyor.

Duman

Rock’n Coke izleyicisi için ayrı ve özel anlamı olan bir grup Duman. Festivalde daha önce gösterdikleri performanslar aradan yıllar geçmesine rağmen hala konuşuluyor ve internette paylaşılıyor. Hatta 2006 yılında festival kapsamında gerçekleşen konser öylesine unutulmazdı ki, hayranlarından gelen yoğun talep sonrasında yaklaşık iki yıl sonra CD ve DVD formatında yayınlandı. Türk rock müzik dünyasının kuşkusuz en kendine özgü gruplarından biri olan Duman’ın Seni Kendime Sakladım, Aman Aman, Bu Akşam, Dibine Kadar, Sarhoş ve Haberin Yok Ölüyorum gibi milyonlarca kişinin ezbere söylediği sayısız hit şarkısı bulunuyor. 1999 yılında ilk albümleri Eski Köprünün Altında’nın yayınlanmasından kısa süre sonra, adeta efsaneleşen Kaan, Ari ve Batuhan, stüdyo albümlerinin başarısını konserlerine de taşıyarak kısa zamanda ülkemizin modern rock efsaneleri arasındaki yerini aldı. Bu konserde özellikle geçtiğimiz Mart ayında İrlanda’da sadece bir günde kaydedilen ve yakında yayınlanacak son albümleri ile kendinizi çevrenizde oluşacak muhteşem enerjiye kayıtsız şartsız bırakmanızı önemle tavsiye ediyoruz.

maNga

E-akustik adını verdikleri son albümlerini yayınlayalı bir yılı geçmiş, içinde üç tanesi yeni olmak üzere tamamen akustik kayıtlar üzerine yerleştirilmiş olan bu albüm grubun kariyerinde önemli bir yere oturdu. İsimlerini Japon çizgi roman geleneğine bağlı olan bir türden alan maNga, nu metal ve hardcore bir çizgiye yerleştirdikleri grup içinde beş ayrı müzik türü ve duruşu sergileyen ilk albümleri ‘maNga’yı 2004 yılında yayınlamıştı. Ülkemizde yüzbinlerce satan bu başarılı albümü izleyen Şehr-i Hüzün ise 2009 yılında müzik marketlerdeki yerini aldı. Aynı yıl MTV Avrupa Müzik Ödülleri’nde ‘Avrupa’nın En İyi Sanatçısı’ ödülünü kucaklayan ekip, 2010 yılında Eurovision şarkı yarışmasında We Could Be The Same adlı şarkıyla ikinci olmayı başardı. İçlerinden gelen sese kulak veren ve yaptıkları müziğe asla sınır koymayan maNga üyeleri, Bitti Rüya, Bir Kadın Çizeceksin, Beni Benimle Bırak ve Cevapsız Sorular gibi çok sayıda sevilen hit şarkısına da festival kapsamında gerçekleştireceği performansta yer verecek.

Can Bonomo

Müzik kariyeri, Irwin Welsh’in bir kitabına sardığı demosunu Can Saban’a göndermesiyle başlayan bir meczup! Öncesinde radyo ve televizyon dünyasında bir süre boy gösterdi. İlk albümü ‘Meczup’ ile küçük bir zaman diliminde büyük başarılar yakaladı. Eurovision macerası ile ülke gündeminin tam ortasına yerleşti. Şarkısı Love Me Back yedinci oldu. Sadri Alışık’ın Ali Baba ve Kırk Haramiler filminde söylediği ‘Ali Baba’ artık Bonomo imzalı bir single. İkinci albümü Aşktan ve Gariplikten, 2012’de yayınlandı. Albümde yer alan Başkan adlı şarkısı internet dünyasında viral bir hit haline geldi. Şaşkın ve Bana Bir Saz Verin gibi şarkılarını arada sırada evini herkese açtığı online konserlerinde daha mutlu söylüyor. The Shins, Wax Poetic ve The Beatles’a bayılıyor. Ödüle doymuyor. İllüstrasyon yapmayı, fotoğraf çekmeyi de çok seviyor. Alaturka ve indie arasında gidip gelen kendi deyimi ile ‘İstanbul Müziği’ni şimdi festival sahnesinden paylaşmaya hazır!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder