22 Aralık 2011 Perşembe

Moova'nın Öyküsü...

Söke Ovası… Büyük Menderes ırmağının getirdiği alüvyonlar sayesinde, ülkemizin ve dünyanın en verimli ovalarından biri.

Kayhan Ailesi… Bu verimli ovada, 100 yılı aşkın bir süredir, çiftçilikle, hayvancılıkla uğraşan, Ege bölgemizin köklü ailelerinden biri.

Şimdi, Söke Ovası’nın bereketi ve ailenin birikimi; Söke Ovası’nın “ova”sı ve bu verimli ovada beslenen ineklerin “moo” sesleri, Moova’da bir araya geldi.



Dilerseniz biraz daha yakından bakalım bu güzel ve sıcak öyküye:

Egeli Kayhan ailesi, tam kırk yıl önce, 1971’de çiftçilikten edindiği birikimle sanayi alanına da girmiş ve bu süre zarfında, sadece ülkemizin değil dünyanın da en başarılı kuruluşlarından biri olan Söktaş’ı oluşturmuştu.

Söktaş Grubu, bir yandan sanayici kimliği; uzmanlığı, sorumluluğu ve dürüstlüğü en büyük değerler olarak yükselten kaliteli üretim anlayışıyla tekstildeki başarısını ileri taşırken, diğer yandan aile yadigârı olan tarım ve hayvancılığa ilgisini de hiçbir zaman azaltmadı.


Ve grup, 10 yıl önce tarım ve hayvancılık alanındaki birikimini de yeni bir yatırıma dönüştürmeye karar vererek, Türk insanını yeniden doğal, saf, taze ve lezzetli ürünlerle buluşturmaya odaklı, planlı ve uzun soluklu adımlar atmaya başladı.

Amaç, Söke Ovası’nın verimini; çocukluğumuzda kalan doğal ve saf yiyeceklerin, o taptaze sütlerin ve peynirlerin eşsiz lezzetini ve bölgenin ve ailenin hayvancılıktaki yüz yıllık birikimini, yepyeni gıda ürünleriyle ve bu sayede de tüketicilerle buluşturmak ve insanlarımızın yaşam kalitesini artırmaktı.

Bunun için, 10 yıl önce başlayan süreç, çiftliğiyle, yem işletmesiyle, fabrikasıyla, laboratuarıyla ve çevresindeki tüm çiftçilerle birlikte oluşturduğu bir ekosistem içerisinde, yepyeni bir bakış ve anlayışla bir gıda yatırımına dönüştü.

Hazırlık adımları titizlikle atılır ve eski aile çiftlikleri bir yandan varlığını sürdürürken, tam 3 bin 56 baş yeni düve satın alınarak yepyeni bir çiftlik kuruldu: Efeler Çiftliği…

Çiftlik, çok kısa zamanda, Türkiye’de benzeri olmayan bir hayvancılık işletmesi haline geldi. Türkiye'nin ilk ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi Belgesi'ne sahip büyükbaş süt hayvancılığı işletmesi olması, 2009’dan beri ‘Hastalıklardan Ari İşletme’ sertifikasına ve 2010’dan beri Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan, AB standardında üretimi belgeleyen ‘Onaylı Süt Çiftliği’ sertifikasına sahip olması, bu gelişimin en önemli göstergeleri arasında yer aldı.

Bu gelişim çiftlikteki büyükbaş hayvan sayısının artışını da beraberinde getirdi. Efeler Çiftliği, bugün, Avrupa Birliği standartlarında süt üretimi yapan 3 bin 150’si sağmal toplam 6 bin 450 baş büyükbaş hayvana ulaştı. Tüketicilere her gün en saf, en lezzetli ve en doğal ürünleri sunabilmek için bu hayvanlar, yine aynı ekosistem içerisinde üretilen yemlerle beslendi.

Moova markasıyla üretime geçmeden önce, bakteri oranının düşüklüğü, protein ve yağ oranının yüksekliği gibi birçok değer açısından Türkiye’nin en kaliteli sütü olan Efeler Çiftliği sütünün, Türkiye’nin en büyük üreticilerine satıldığı üç yıllık bir dönem yaşandı.

Ardından Moova markasının yaratılması ve fabrikanın kurulmasına geldi sıra. Dünyanın sayılı kurumsal kimlik inşa şirketlerinden biri olan Landor’la birlikte iki yıl süren bir çalışmanın ardından Moova ismine ulaşıldı. Artık bu üstün nitelikli süt yalnızca Moova ürünleri için kullanılacaktı.



En son teknolojiyle donanmış fabrika da aynı dönemde hemen çiftliğin yanına kuruldu. Böylece, çiftliğin sütü besin değerini hiç kaybetmeden, tüm tazeliğini koruyarak fabrikaya geldi, hemen işlenip paketlenebildi. Sırf fabrika da değil, bütün tesisler, aynı kaliteyi korumak, aynı havuzdan beslenmek için 30 kilometre çapında bir alan üzerine inşa edildi.

Ve sonunda besin değeri çok yüksek; Avrupa standardı bakteri oranı ortalaması mililitrede 100.000 adet iken, mililitrede bakteri oranı ortalaması 3.000 adet olan, daha saf, daha doğal ve daha sağlıklı, protein ve kalsiyum değeri yüksek ve çok lezzetli Moova sütüne ulaşıldı.

Tam yağı sevenler için minimum yüzde 3.5’luk yağ oranıyla Türkiye’nin ilk tam yağlı sütü de yine Moova’nın bir ürünü oldu.

Efeler Çiftliği’nde özenle beslenip büyütülen, her biri özel bir ilgiyle bakılıp sağılan ineklere asla antibiyotik verilmedi. Çiftlik ve onun üstün sütüyle tüketicilere ulaşan Moova, bu özelliğiyle de önemli bir fark yarattı.

Bu doğallığa, lezzete ve tazeliğe, uzmanlık da katıldı. Sütle birlikte peynir üretimine de başlayan Moova, her bir peynir çeşidini, o çeşidin uluslararası ve ulusal ustalarının uzmanlığına ve maharetli ellerine bıraktı. Yöresel peynirler için ilgili yörenin usta peynircileri, gourme peynirleri için ilgili ülkelerin, örneğin İtalya ve Hollanda’nın ünlü peynir uzmanları hep Moova için çalıştı.

Moova en başından itibaren tüm gelişimi adım adım tasarlayarak, adımlarını titizlikle ve ustalıkla atarak Türkiye’de ve Avrupa’da eşi benzeri görülmemiş bir yatırıma imza atarak, en üstün sütü ve süt ürünlerini tüketicilerle buluşturmaya başladı.

En saf, en doğal, en lezzetli, en taze… Sizlerin de Moova ile tanışıp, yaşam kalitenizi artırmanız dileğiyle…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder