28 Ocak 2014 Salı

TÜRKİYE KARBONMONOKSİT (CO) ZEHİRLENMESİ ARAŞTIRMASI

HONEYWELL’İN “TÜRKİYE KARBONMONOKSİT (CO) ZEHİRLENMESİ ARAŞTIRMASI”
ÇARPICI SONUÇLAR ORTAYA KOYUYOR

Honeywell’in yaptığı araştırma, tamamen kokusuz ve tatsız olması nedeniyle “sessiz katil” olarak tanımlanan ve can kayıplarına neden olan karbonmonoksit gazının yarattığı tehlikeye karşı Türkiye’de yeterli bilincin olmadığını  ortaya koyuyor. Araştırmaya katılanların üçte biri kokusuz olan gazı koklayarak fark edebileceğine inanıyor.

Honeywell, TNS firması işbirliği ile düzenlediği “Türkiye Karbonmonoksit (CO) Zehirlenmesi Araştırması”nın sonuçlarını açıkladı. Ülke çapında düzenlenen araştırmaya katılanların yüzde 77’si, evinde CO gazı üretme potansiyeline sahip, fosil yakıtla çalışan (doğal gaz, odun, kömür, tüp gaz, fuel-oil) cihazlar kullanıyor.  Böylesine yaygın kullanım oranlarına rağmen, evlerin sadece yüzde 3’ünde CO dedektörü bulunuyor.

Katılımcıların sadece yüzde 40’ı kullandıkları cihazların ölümcül CO gazı yaymasının mümkün olmadığını düşünüyor. 
Yine araştırmaya katılanların yüzde 30’u tamamen kokusuz ve tatsız olan, bu nedenle “sessiz katil” olarak tanımlanan CO gazını koklayarak fark edebileceğine inanıyor. Marmara bölgesi en yüksek bilinç seviyesine sahipken, Akdeniz bölgesi ise bu konuda en sonda yer alıyor.  Kırsal kesimde yaşayanların şehirlerde yaşayanlara göre bu tehlikenin daha çok farkında oldukları görülüyor. Kırsal kesimde yaşayanların yüzde 64’ü ısıtma cihazlarının CO sızıntısı yaratabileceğini bilirken, şehirlerde bu oran yüzde 59’a düşüyor.

Araştırmanın ülkemizdeki CO tehlikesi bilinç seviyesi hakkında endişe verici sonuçlar ortaya koyduğuna dikkat çeken Honeywell Türkiye ve Orta Asya Başkanı Orhan Geniş şunları söyledi:

“Sadece 2010 yılına ait resmi verilere göre Türkiye’de on binden fazla kişi CO gazının zehirleyici etkilerine maruz kalırken, 39 vakanın ölümle sonuçlanmış olması konunun ciddiyetini ortaya koyuyor. Her yıl ülkemizde binlerce insan CO gazı zehirlenmesi tehdidi altındayken, bu konudaki toplum bilincinin yükseltilmesi kritik önem taşıyor. Honeywell olarak toplumsal sorumluluk bilinci ile CO tehlikesine karşı evlerde, işyerlerinde güvenli koşulların sağlanmasına, Türkiye Karbonmonoksit (CO) Zehirlenmesi Araştırması gibi çalışmalarla destek vermeyi sürdüreceğiz.”

Orhan Geniş, CO tehlikesine karşı evlerde alınacak önlemlerin, özellikle de güvenilir bir dedektör kullanımının önemine de değindi ve şöyle devam etti:

“CO tehlikesine karşı evlerdeki tüm cihazların düzenli bakımlarının yaptırılması, Avrupa Standardı (EN) (EN50291)’e göre onaylanmış, sesli alarm veren bir karbonmonoksit dedektörünün kullanılması önemli. Isıtma cihazlarının ortamda yeterince hava olmaması durumunda CO üretmeye başlayabilecekleri unutulmamalı. İlgili Avrupa Standartlarına uygun, basit bir dedektörü evinizde kullanmanız, sizi CO zehirlenmesine karşı etkin bir şekilde uyarabilecek tek çözüm. Sizin ve aileniz için sağlayacağı güvenlik düşünüldüğünde, ödenecek ufak bir tutarın aslında ne kadar önemsiz olduğu daha iyi anlaşılacaktır.”

Araştırmaya katılanların yüzde 58’i güvenilir bir markadan bir CO dedektörü satın almayı tercih edeceklerini belirtirken, yüzde 21’i ise kararlarını sadece fiyata bakarak vereceklerini söylüyorlar, bu durum standartlara uygun bir dedektör seçilmemesi anlamına da gelebiliyor.

Konutlar ve endüstriyel tesisler için gaz ve alev dedektörleri de dahil olmak üzere, hayat kurtarıcı cihazlar konusunda dünyanın en büyük üreticilerinden birisi olan Honeywell Life Safety bölümünün entegre çözümleri, dünya çapındaki milyonlarca kişinin hayatını daha güvenli, konforlu ve emniyetli kılıyor. Konut tipi CO alarmları, dünyanın önde gelen enerji şirketleri, yerel otoriteler ve ev sahipleri tarafından yaygın olarak kullanılıyor. Cihazlar, Avrupa çapında 5 milyondan fazla konutta güven sağlıyor.



İstanbul Florence Nightingale Hastanesinden Dr. Mari Benli,  olası bir CO zehirlenmesi durumunda yapılması gerekenlerle ilgili tavsiyeleri şöyle:

“Karbonmonoksit ile zehirlendiği düşünülen kişinin bulunduğu ortam havalandırılmalı, hemen yeterli oksijen alabileceği açık havaya çıkarılmalı, üstü örtülerek vücut ısısının korunması sağlanmalıdır. Acil yardım çağrılmalıdır; tıbbi yardım gelene kadar hava yolunu tıkayan bir şeyler varsa temizlenmelidir. Zehirlenme tablosunda baş ağrısı, görme bozuklukları, nefes darlığı, bulantı, yorgunluk ve uyku hali, zihin bulanıklığı ve ağır zehirlenmelerde koma  görülebilir. Kişinin yargı yeteneği bozulur ve sezgi kaybolur.” 



Araştırma Metodolojisi:
Bu araştırma TNS şirketince “Quantitative Research Techniques” yöntemleri kullanılarak  bilgisayar destekli yüz yüze görüşme tekniği ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya ülke genelini temsil edecek şekilde farklı yaş, eğitim,  gelir seviyesi ve coğrafi bölgelerden, 18 farklı şehirden, 1,500’den fazla kişi katılmıştır. Araştırmanın tahmin farkı oranı  +/- % 2,51’dir.

Honeywell Life Safety hakkında:
Honeywell Life Safety (HLS) insan yaşamını korumak ve kurtarmak üzere sürekli olarak dünya çapında yenilikçi ürünler geliştirmektedir. Honeywell’in en önemli bölümlerinden birisi olarak yangın algılama ve alarm sistemleri, gaz ve duman algılama, kişisel koruyucu ekipmanlar (PPE), ev ve hastane hasta takip sistemleri gibi sürekli büyüme gösteren pek çok sektörde küresel bir liderdir.  Ürettiği entegre çözümler ve kaliteli ürünler ile dünyanın her köşesindeki insanların yaşamlarını daha güvenli, daha konforlu ve daha verimli kılmak üzere çalışmalarını sürdürmektedir.

Honeywell hakkında:
Honeywell (www.honeywell.com), teknoloji ve imalat konularında Fortune 100 şirketleri arasında yer alan, havacılık/uzay ürün ve servisleri, binalar, konutlar ve fabrikalar için otomatik kontrol teknolojileri, turbo şarj cihazları ve performans kimyasalları alanlarında dünya çapında müşterilerine hizmet sunan çok yönlü bir markadır. Merkezi Morris Township, New Jersey'de (ABD) bulunan kuruluşun hisseleri, New York, Londra ve Chicago borsalarında işlem görmektedir.  Honeywell hakkında daha fazla haber ve bilgi için lütfen www.honeywell.com web sitesini ziyaret ediniz.


#          #          #


Bu bülten, 1934 tarihli Sermaye Piyasası Kanunu’nun 21E kapsamında “geleceğe yönelik sayılabilecek bazı ifadeler içermektedir. Eski gerçeklere dayanan ifadeler dışında, bizim veya yönetimimizin gelecekte olacağını veya olabileceğini düşündüğü, umduğu, planladığı, inandığı, beklediği etkinliklere, olaylara veya gelişmelere yönelik bütün ifadeler geleceğe yönelik bilgilerdir. Söz konusu ifadeler yönetimimiz tarafından deneyimleri ile geçmiş eğilimleri, mevcut ekonomik ve endüstriyel durumu, beklenen gelecek gelişmeleri ve doğru olduğunu düşündükleri diğer etmenleri algılamaları ışığında yapılan bazı varsayımlar ve değerlendirmelere dayanmaktadır. İşbu bültendeki geleceğe yönelik ifadeler, işlemlerimizi, pazarları, ürünleri, hizmetleri ve fiyatları etkileyen ekonomik, rekabetçi, resmi ve teknolojik etmenler dahil olmak üzere, ancak bunlarla sınırlı olmayan birçok maddi riske ve belirsizliğe tabidir. Söz konusu geleceğe yönelik ifadeler ilerideki performans ve fiili sonuçları, gelişmeleri garanti etmez ve gerçek sonuçlar ve işletme kararları bu geleceğe yönelik ifadelerde öngörülenlerden farklı olabilir. Performansımızı etkileyen başlıca riskler ve belirsizlikler Form 10-K ile A.B.D. Menkul Kıymetler ve Kambiyo Komisyonu’ndaki diğer dosyalarda tanımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder