Hillside,
Likya Yolu’nu bir uçtan bir uca katetti
Fethiye’den
Antalya’ya uzanan, dünyanın en iyi 10 uzun mesafe yürüyüş rotasından biri olarak
gösterilen, daha önce hiçbir Türk ekip tarafından baştan sona yürüyerek
geçilmemiş olan tarihi Likya Yolu, 20-29 Ekim tarihleri arasında, Hillsider’lar
tarafından geçildi. 6 aylık sıkı bir antrenman sürecinin ardından, 509 km’lik
bu heyecanlı yolculuk, Hillsider Challenge / Likya Yolu Geçişi ekibi tarafından
büyük bir azimle tamamlandı. Her yıl Hillsider Challenge aktiviteleri ile
macera dolu bir deneyime imza atan, Ağrı Dağı’nın zirvesine tırmanmış,
İstinye’den Bozcaada’ya kürek çekmiş olan Hillsider’lar şimdi de Likya Yolu’nu
geçerek tarihin izlerini taşıyan, doğanın kendini cömertçe sergilediği bu
rotayı bir uçtan bir uca katettiler.
Hillside City Club, Hillsider
Challenge aktiviteleri ile her yıl üyelerine, hayatlarında bir kere
yaşayabilecekleri, ciddi bir antrenman sürecinin ardından ekip olarak
başarmanın keyfini hissedebilecekleri deneyimler yaşatmayı hedefliyor.
Profesyonel sporcu olmayan üyelerin belirli bir hedef doğrultusunda
hazırlanarak ekipçe başardığı bu deneyimler, imkansız gibi görünen bir şeyi
tamamlamanın keyfini yaşatıyor. Bu deneyimlere hazırlanmak için özel olarak
oluşturulan antrenman programları ise katılımcıların adeta profesyonel
sporcular gibi fit bir vücuda kavuşmalarına yardımcı oluyor. Spordaki
yeniliklerin adresi Hillside City Club, bu yılki Hillsider Challenge
aktivitesiyle de üyelerine yine benzersiz bir deneyimin kapılarını araladı.
Dünyanın en iyi 10 uzun mesafe yürüyüş rotasından biri olarak gösterilen tarihi
Likya Yolu’nun tamamı, Hillsider’lar tarafından geçildi.
Bu macera dolu deneyimi yaşayan
Hillsider’lar, 20-29 Ekim tarihleri arasında gerçekleşen serüven için büyük bir
istek ve disiplinle hazırlandılar. Hillside City Club’ın özel olarak
hazırladığı antrenman programı, tüm katılımcıların, düzenli yapılan özel
egzersizler ve ölçümler ile adeta profesyonel sporcular gibi fit bir vücuda
sahip olmasına, dayanıklılıklarını artırmalarına yardımcı oldu.
Bu deneyime katılmak isteyen kişiler
arasından, hazırlık antrenman programını başarıyla tamamlayıp Hillside
eğitmenlerinden iyi not alarak seçilen toplam 30 Hillsider 3 gruba ayrıldı.
Ekip, yolculuğa başlamak üzere 20 Ekim’de Antalya’da Hillside Su’da buluştu.
Daha sonra Likya Yolu’na doğru yola çıktılar. Her bir grup günde 20 km yürüdü
ve toplamda günde yaklaşık 60 km yürünerek 509 km’lik Likya Yolu 9 günde tamamlandı.
Ekibin konaklaması profesyonel bir ekip ile yönetilen yörük çadırlarında oldu.
Her gece Likya Yolu ekibi için eğlenceli sürprizler düzenlendi. Likya Yolu’nu
tamamlayan ve Fethiye’ye ulaşan ekip Hillside Beach Club’ta yorgunluğun tadını
çıkardı.
Hillsider
Challenge / Likya Yolu Geçisi antrenörlerinden Hillside City Club-Trio Eğitmeni
Erdinç Eroğlu’nun Hillsider Challenge / Likya Yolu Geçişi deneyimi ile ilgili
yazdığı yazı:
Hillside
City Club-Trio Eğitmeni Erdinç Eroğlu
Bir düş yolculuğuna çıktık biz,
yürüdük dağlar aştık, nerede biraz patika bulduysak koştuk, yoldaki işaretlere
ve GPS cihazlarına rağmen bazen çamurlu ormanda kaybolduk, şiddetli yağmur
altında tüm inancımızı kaybetmeye başladığımız anlar oldu fakat “Over the
Rainbow” şarkısındaki gibi her zorluğun ve aşılmaz denen dağın arkasında olduğu
gibi her şeye rağmen gökkuşağı oradaydı, bir gökkuşağı belirdi gökyüzünde ve
umudumuz oldu. Yeniden kucakladık birbirimizi, yağmurdan sırılsıklam
titrediğimizde birbirimize sarıldık, her yeni manzarada birbirimizi ve doğayı
fotoğrafladık, yorgunluğa rağmen objektif görünce yeni bebeği olan anne-babalar
gibi gülümsedik birbirimize.
Her gün maceramız gece karanlığında,
15 kişilik çadırlarımızda tuvalete gitmek için sek sek basarak arada ayağımıza
da basan bir arkadaşımızla, ya da gece feneri ile giyeceklerini ararken deniz
feneri gibi etrafa ışık veren bir kafa feneri ile başladı. Zaman
kısıtlıydı, idareli kullanmak gerekiyordu, en son lisede sabah töreninde
duyduğumuz “hadi hadi” sesleri arasında karanlıkta bazen yanlışlıkla hemen yanı
başımızdaki arkadaşımızın çantasını hazırladık, yanlış çadıra uğradık, tabiatla
birlikte olmanın verdiği huzur içinde birbirimize karşı hep hoşgörülü olduk, çünkü
biz oksijen sarhoşu olduk, arkadaşlarımızla kardeş, yeni tanıştığımız insanlarla
samimi arkadaş olduk.
Doktor, mühendis ya da işadamı hepimiz
aynıydık işte; Likya Yolu’nda hiçbir ayrıcalığımız yok, aynı uçurum, aynı
patika yol ve aynı çadır, hepimiz bir bütünün eş parçaları olduk.
Her gün farklı bir antik kentin
kalıntısından geçtik, tarih kokladık, sahil gördüğümüzde bazen kendimizi
elbiselerimizle denize attık, tatlı su bulduk kolumuzu sıvadık, çamaşır yıkadık,
bazen yolumuz bağlara uğradı, bahçelerdeki üzümleri topladık, dalında yarılmış
narlara kıyamadık bir bir kopardık, şirin mi şirin Anadolu köylerimize uğradık,
bayram sohbetlerine köy meydanında vardık, köylülerle kaynaştık, Likya Yolu
serüvenindeki başarımızı öğrenerek heyecan duydular, gururlandık.
Günün tüm yorgunluğuna rağmen
akşamları tüm güzelliğini anbean zihnimize kazıdığımız yolculuğumuzu günün
değerlendirmesini yaparak birbirimizle yeniden ve yeniden paylaştık, akşam
yemeklerini büyük bir iştahla indirdik mideye, sonra çadırlara çekilerek şaka
ve oyunlarla eğlenmeyi unutmadık, fırtınanın olmadığı geceleri soğuğa rağmen
kimimiz gökyüzünü yorgan yaptı yıldızların altında uykuya vardık, geceleri ay
dağların arkasında kaybolduğunda karanlık gökyüzünde beliren eşsiz meteor
yağmurları ile kendimizi rüyalara bıraktık, yanağımızı yalayan köpeklerle ya da
gecenin bıraktığı çiğ damlacıklarının verdiği soğukluk ile uyandık.
Bir düş yolculuğuna çıktık biz, dile
kolay 6 ayı aşkın bir süredir bu yola hazırlandık, Likya Yolu’nda ayaklarımız
su topladı, bacaklarımız sıyrıklara bağışıklık kazandı, dikenlere ve kimi zaman
ayda yürüyormuş gibi bizi ağırlaştıran çamura da pek alıştık. Ayak kremi, yara
bandı ve kas gevşeticileri konusunda doktora yaptık ve yılmadık, çamurlara
bulanmış Kızılderili misali kamp yerine varınca kamp ateşinin başında zor bir işi
bitirmenin verdiği huzur ve rahatlık içinde o an için dünyanın en güzel çayını
yudumladık, ateş miydi bizi soğukta ısıtan yoksa aynı yolda yürüyen
arkadaşlarımızın verdiği birlikte olma ve dayanışmanın sıcaklığı mı… İnandığımız
yolda sonuna kadar yürüdük ve başardık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder